Yazar: Pervin Ozulu
Motorculara her yerde hayranlıkla bakılıyor, saygı ve sevgi var, ancak hep İstanbul dışında bunlar sözlere dökülüyor ve hissettiriliyor.
İstanbul’un dışında nereye gidersem gideyim, insanlarla öyle güzel dialoglar yaşıyorum ki, hem içim rahat hem keyif alıyorum.
Ayrıca artık şunu da diyebilirim ki, İstanbul ilin dışına çıkan İstanbul’lular değişiyor. Hatta belki farkında bile değiller ama çok daha ılımlı, çok daha güler yüzlü ve saygılı oluyor herkes şehirden uzak olunca.
Biraz rüzgar almak ve doğa sadece bana iyi gelmiyor, stres ve hızlı hayatlardan herkesin arada kopması gerekli.
Dün kısa bir sürüş için Saklıgöl’e gittim. Tek başıma doğada gezinirken ve kimsecikler yok sanırken birden gezgin ve neşeli bayanlar çıktı karşıma.
G.G.G. = Göl Gezme Günü
Saklıgöl’e vardığımda güzelce etrafını gezdim fakat yetmedi.
Nereye varacağını bilmediğim toprak bir yol görünce dayanamadım ve oradan devam
ettim. Saklıgöl’ün yanından devam eden bir yoldu fakat çok ıslak olduğu için
kaygandı. Güneş, bulutlar ve temiz serin hava iyi geldi, ancak her yer çok
tenha idi. Halbuki hava öyle güzeldi ki, tam yürüyüş ve ormanda gezme günüydü.
Bazen durup sessizliği dinledim, masmavi gökyüzüne baktım, fotoğraflar
çektim. İlerledikçe yolun devamı nasıldır diye en çok merak ettiğim konu oldu, çünkü
yapışkan ıslak bu toprak zemin her an kaymama neden olabilirdi. Yol kenarında
simsiyah olgun ve lezzetli yabani böğürtlenler görmeye başladım, Ekim ayın
sonunda dalından böğürtlen yediğime inanamıyorum. Bir tane çeşme de vardı hemen
yanımda, ye iç gez demişler. Ben de aynen öyle yapıyorum.
Biraz daha ilerleyince Balıklıgöl adında bir yere vardım.
Bir dinlenme tesisi vardı, ama kapanmıştı. Çok şirin minik bir yerdi ve göletin
kenarından komik bir korkuluk bana bakıyordu. Bu tenha yerde bir anda arkamda
hışırtı sesler duydum. Yürüyüşe çıkmış birbirinden tatlı bayanlardan oluşan bir
grup ile karşılaştım, hem yürüyüş yapıp hem taze kuşburnu topluyorlardı. Doğa
severler arasında daima güzel sohbetler olur, yine öyle oldu.
İkisi öğretmendi
ve neşe içinde doğada geziyorlardı. Motorculuk hakkında o kadar çok olumlu ve
pozitif düşünceleri vardı ki, çok hoşuma gitti, hatta mest oldum. Hem kadın
olarak cesaretimi hem motorculuğumu tebrik ettiler. Tatlı sohbetimize doyamadım
açıkçası. Her fırsatta motorculuk hakkındaki kötü önyargılara karşı savaşmak adına
iyi bir izlenim bırakmak çok önemli benim için ve çevreden güzel yaklaşımları
alınca çok hoşuma gidiyor ve gurur duyuyorum. Motorculuk hakkında bugün
yaşadığım o güzel yaklaşımlar için çok mutlu oldum.
Tek geziyor olsam da, insanlarla yaşadığım bunun gibi güzel
anılar birikiyor yüreğimde ve farklı farklı yeni insanlar kazanıyorum. Motorculara
dost kazanıyorum açıkçası. Sağ olsunlar, onlar da artık beni takip etmek istediklerini
söylediler. Onların hayatlarına bir güneş gibi daldım, onlar da bana saygı ve
insanlık verdi. Daha ne olsun ki…
Can gönülden teşekkür ederim.