Havalar soğumuş, umurunda değil. Akşamüzeri işlerini tamamlamış eve dönüyor.Üstünü değiştirip, motorunun soğumasını bekliyor.
Sonrasında gelişen kareler şunlar: Önce ılık su ile ıslatılmış bezlerle silme işlemi başlıyor. Ardından kurulama işlemine geçiyor. Arka sinyallerin yalnızca camları değil, yumuşak yapılı kauçuk bağlantı noktaları da dikkatle elden geçiriliyor. Sıra, ön fara geliyor. Oraya uzanan kablolar, far kutusu ve nihayetinde far camı özenle temizleniyor.
Sonra motor kapakları, şanzıman kutusu, zincir koruması ve egzozlar elden geçiyor. Zincirlere koroze olmasını önleyici sıvılar püskürtüyor. İhtimamla sildikten sonra, çok özel hazırlanmış yağlarla zinciri harmanlıyor. Özel, iz bırakmayan bir karışımı, bez yardımı ile uygulayarak, özenle temizliyor amortisörleri. Biraz bekledikten sonra, kuru, nem alıcı bezle üzerinden geçiyor. Basamakları çamurdan arındırıyor. Seleleri, nemli bezle silip ardından kuruluyor. Gidonu, elcikleri unutmuyor. Koruma demirleri, çantaların içi ve dışı, sele altları ve monitörü de temizliyor. Motor aşkı, kullanım kadar onun bakımı ve temizliği ile de ilgili oluyor. Sözünü ettiğim motorun yüksek hacimli bir motor olduğunu sanmayın. 150’lik bir motor! Henüz 4 yaşında ama sanırsınız 1 yaşında. Rengi kırmızı. Güzel dekoratif çizgileri var. Lastikleri bu kış öncesinde yenilendi.
Hangi model, hangi sınıf, hangi kullanım amacı olursa olsun, motorunu sevenler onu dikkatle kullanmanın yanı sıra, bakımını da ihmal etmemeliler. Uzun süre kullanmayıp sürekli park halinde tutulan motorların yağı mutlaka değiştirilmelidir. Su soğutmalı motorlarda her yıl antifriz kontrol edilmeli, hatta mutlaka değiştirilmelidir. Çünkü sıvılar zaman içerisinde özelliklerini kaybeder ve en azından viskoziteleri düşük değerlere iner. Motor bakımı bir aşktır, ihtimama ihtiyaçları vardır. Motorlar bizi işimize, keyfimize, yaşamımıza taşımaktadır. Günlük yaşamımızı sürdürmek için beslenmeye, dinlenmeye, bakıma ihtiyacımız oluyorsa, motorlarımızın da benzer taleplerde bulunması normaldir. Onların dili yok ama ruhlarının varlığını hissediyor olmalıyız.
Bu arada motoru aşkla seven biri kaza geçirdi. Şu anda bile küçük kazalar geçiren motorcu dostlarımız var. Tamer Karadağlı’ya geçmiş olsun diyor, motora devam ve sağlık dileklerimizi gönderiyoruz.
Büyük-küçük, uzun-kısa demenin anlamı yok. Motor motordur. Biz onunla yaşıyoruz. Yaşıyorsak, ona bakacak, sevecek ve yaşama devam edeceğiz.
Yorumlar
Loading…