Yazar: Pervin Ozulu
Hiç birşeyde ayırım yapmayan bir tutkudur bu motosiklet sevdası.
Yine İstanbul dışına çıkmıştım ve Karasu taraflarına gidiyordum.
Kandıra yolundayken bir benzinlikte ilk molamı verdim, tankımı doldurdum.
Biraz açlık hissetmeye başlamıştım, nerede ve ne atıştırabilirim diye düşünürken “Burada açılış
var” dediler “Buyrun çay ve pastamızdan alın” dediler. Şanslı olmak bu ise evet
şanslıyım.
Masaya yakın motorumu park ettim, anahtarı çayımın yanına koyup
oturdum ve az sonra kurabiyeler de geldi. Ben böyle tatlı tesadüflere
bayılıyorum, tam doğal bir motorcu molası oldu. Çayın yanında meraklılar tarafında ufaktan sohbetler
başladı. Motor ile girilen her ortamda tatlı güzel kısa sohbetler oluşuveriyor,
gayet seviyeli ve güzel. İstanbul dışında kimse bize hor gözle bakmıyor, hatta tam tersi merakla yanımıza gelen o insanlar hayranlık hisleriyle sorular sormak için gelirler. Bu olayı sadece İstanbul
dışında yaşıyorum, bu hem keyifli ve aynı zamanda da ilginç oluyor.
O gün biraz çekingen fakat yine de yanıma gelip sorular
soran şen sohbetli genç bir bayan geldi, orada çalışanlardan birisiydi, adı Gülay.
Kadın bir motor sürücüsü gördüğü için çok şaşkındı. Motordan gözünü ayıramadı ve onun ağırlığını da sordu. 200 kg nun üzerinde olduğunu söyledim ve kızı izlemeye devam ettim. Onun sevincini izlemek hoşuma gitti. Motoruma bakıp bunu nasıl korkmadan kullandığıma inanamadı ve çok şaşırdı.
İçeriye geçip sonra tekrar yanıma geldi. Dedim kendi kendime, bakalım bu işin sonu
nereye varacak. Çayımı içmeye devam ettim ve gelişmeleri beklemeye başladım.
Kız tekrar yanıma geldi, dayanamadı. Tekrardan nasıl korkmadığımı ve yalnız
nasıl gezdiğimi sordu, biraz sonra yine içeriye girdi. Ben dedim bu kızda bir
güzellik var, gelişmeleri izlemek için sessizce çayımla beraber beklemeye devam ettim.
Tahmin ettiğim gibi, az sonra yine yanımda geldi ve sohbete devam ettik. Kendisi de çok meraklıymış ve gönlünde çok büyük bir motor kullanma hevesi olduğundan anlattı ve özellikle bir kadın motorcu görünce çok mutlu olduğunu söyledi. Fakat çok korktuğu
için bugüne kadar hiç motor binmeye cesaret edememiş. Bu motor sevdası yüzünden eşi bile ona motor
almak istemiş fakat korkusu yüzünden kabul etmemiş.
Gözlerinde bir heyecan vardı ve motorumun üzerine oturabilir miyim diye sordu bana. Tabii ki dedim, ne demek. Ben de fotoğrafını çekebilir miyim diye sordum. O daha da memnun oldu.
Gülay’ın eşi ona motor almak istediğini duymak çok hoşuma gitti, çok çok teşekkür ederim. Motor tutkusuna engel koymadığı için ve hatta ona motor almayı bile teklif etmesi harika bir olay. Bu ne kadar güzel bir sevgi göstergesi, bu ne kadar güzel bir paylaşma düşüncesi. Birlik beraberlik, yaşamak ve yaşatmaktır.
Mutluluk aldıklarımızda değildir, verdiklerimizdedir.