Yamaha MT-25 vs KTM Duke 390 Bu iki hafif çıplak motosiklet sınıfı canavarının supersport versiyonları olan R25 ve RC390’ı daha önce inceleyip karşılaştırmıştık. Hem İstanbul Park hem de şehir içi ve şehirler arası yollarda olan testlerimizin ardından edindiğimiz sonuçlar hem şaşırtıcı hem de öğretici oldu.
KTM Duke 390
KTM’in A2 ehliyet ile alınabilecek naked sınıfı için en büyük alternatifi. 44 beygirlik gücü ve 373cc hacme sahip motoru çok kolay devirleniyor ve şehir içinde 35NM’lik torku sayesinde oldukça kolay kullanılıyor. Tabii buna 153 kg’luk yakıt dahil dolu ağırlığının da yardımı çok fazla.
Holiganlığı çok seviyor ve nispeten ufak denebilecek boyutları sayesinde tek teker veya yanlama gibi şeyleri yaparken oldukça rahat hissediyorsunuz. Stunt yapmak isteyenler mutlaka bu motosiklete baksınlar.
Motoru hem şehir içi hem de şehir dışında aşırı ekonomik. Sakin kullanımımda 3.4LT/100km gibi 44 beygirlik bir motosiklet için oldukça düşük bir rakam yakaladım. İşi biraz biberlediğimde ise 4.5 – 5LT/100KM rakamına ulaşmak çok normal.
Selesi biraz sert ama rahatsız etmiyor. Oturuşu ise oldukça dik hatta supermoto gibi diyebiliriz. KTM’in orijinine bakarsak aslında bir enduro-cross motosiklet üreticisi olduğunu hatırladığımızda bunun genlerden kaynaklı bir durum olduğu belli. Sele gerçekten kaymıyor ve özellikle viraj yaparken kalçanızı sağa,sola, öne ve arkaya bolca oynatabileceğiniz yer var.
Artçı konforu için ise bu motosiklet artçıyı pek sevmiyor diyeyim siz anlayın.
KTM Duke 390 Kadranına baktığımızda her türlü bilginin olduğunu görüyoruz. Keşke bu kadar ufak olmasaydı diye düşünüyorum.
Rakibi MT-25’in kadranını devir ve hız göstergesi konusunda biraz daha okunaklı buldum. Abisi 690 Duke’un kadranını gündüz okunamama durumu haricinde çok sevmiştim. Belki ileride güncelleme ile buna benzer bir şeyler yapılabilir diye umuyorum. Ancak yine de verdiği bilgiler açısından oldukça doyurucu.
Bosch 9MB markalı ABS sistemi ıslak havalarda oldukça iyi fakat kuru havada biraz fazla devreye giriyor diye düşünüyorum
Önde 300MM’lik, arkada ise 230MM’lik Bybre (Brembo’nun cebe daha uygun bir alt markası) marka fren diskleri durdurma işinde gerçekten çok başarılı.
Özellikle pistteyken üzerinde gelen çelik fren hortumlarının da yardımıyla dibine kadar kullandığımda bile frenler hiçbir şekilde şişmedi. Bu arada ABS’nin devreye girmesini sevmiyorsanız eğer sistem devreden çıkartılabiliyor. Keşke sadece arkanın kapatılıp önün açık kaldığı bir sistem olsaymış fakat her şeyi bir seferde alamayız değil mi?
Önde 110 arkada 150’lik lastik kullanılmış. Normalde fabrikadan Metzeler Sportec M5 ile geliyorlar fakat bizim kullandığımız test motorunda sanıyorum eskidiği için değiştirildiğinden Pirelli Rosso II lastikler vardı.
Metzeler Sportec M7RR lastikler vardı ve müthiş
Abisi Duke 690’ı kullanırken onda da Metzeler Sportec M7RR lastikler vardı ve müthiş olduklarını belirtmek isterim. Yani buradan yola çıkarak Metzeler Sportec M5’lerin hiçte kötü olmadığını söyleyebiliriz.
WP markalı teleskopik süspansiyonlarının çapı tamı tamına 43mm. Bu rakam, Duke 390’da KTM’in meşhur çirkin ördeği RC8 ile aynı çapta süspansiyonları var demek oluyor. Ayrıca aynı süspansiyonlar RC390’da da kullanılıyor ve bu süspansiyonlar yine Moto3 sınıfı yarışlarında kullanılıyor.
Yani sizin anlayacağınız adamlar yine Ready to Race! Süspansiyonlar tam da bu saydıklarımdan dolayı sert ama yolu hiç bırakmıyor ve size yolda olan her şeyi ileterek motosikletle olan bağınızı güçlendiriyor.
Yamaha MT-25
R25’in daha az agresif, dik oturuşlu kardeşi. Daha az agresif derken motorlarında farklılık olduğu anlaşılmasın. R25’te kullanılan 250cc sınıfında deprem yapmış 36 beygirlik iki silindirli motor yine aynı şekilde duruyor. Devirlendikçe çıldırıyor ve tatmin edici bir sese sahip.
MT-25 Sizi kışkırtıyor diyebilirim
Torku 22,6NM ile biraz düşük ve bu torku vermesi için 10,000 devre çıkması gerekiyor. Fakat ilginçtir ki şehir içinde sürerken bir o kadar da rahat ve kolay kullanılıyor. Holiganlığı rakibi kadar sevmiyor. Yani öyle gazı açayım arkayı kaydırayım veya aniden gazı açıp tekere getireyim falan mümkün değil. Bunu da alt devir torkunun pek olmamasına bağlıyorum.
Yakıt konusunda beni hiç memnun bırakmadığını belirtmem gerek. Forumlarda okuduğum kadarıyla kullanıcılar da bundan şikayetçi.
Sakin kullansam bile 4.0LT/100km rakamına indirmek için ciddi uğraş sarf ettiğim MT-25’de işleri biraz biberlersem 6 litreleri görmek hiç zor değil.
Bir haftada 1200KM yol yaptığım MT-25’in yol şartlarında sevmediğim nadir özelliklerinden biri bu oldu.
MT-25 Selesi KTM Duke 390’dan 20mm daha alçak (Duke 390=800mm) ve yumuşak.
Bunun sayesinde nispeten kısa boylu kullanıcılar MT-25’i kullanırken daha rahat edebilirler. Yumuşak selesi sayesinde uzun mesafeler boyunca yolculuk yapmak hiç zor olmadı.
Sizi olduğunuz yere kitleyen çukur yapısında bir sele var fakat pistte bana herhangi bir zorluk çıkarttığını görmedim. Artçımla da yaptığım. yolculuklarda koltukta 390’a göre nispeten daha rahat olduğunu bana iletti. Yani bu sele meselesi MT-25 için büyük bir artı puan.
Yamaha MT-25 Kadranı
MT-25’in kadranı kardeşi R25 ile aynı. İstediğiniz devre ayarlayabildiğiniz vites artırma ışığı, Ortalama ve anlık yakıt tüketimi, tripmetre, hararet ve yakıt göstergesi gibi şeyler mevcut. Devir için analog bir kadran kullanılırken hız dijital olarak gösterilmiş.
MT-25’de ne yazık ki ABS yok fakat frenlerin performansı tatmin edici seviyede. Önde 298MM, arkada ise 220MM’lik frenler kullanılmış. Pistte seans sonuna doğru fren şişmesi hissetsemde bu pek problem olmadı.
Önde 110 arkada ise 140’lık lastikler var ve fabrikadan üzerinde gelen bu lastikler IRC markalı. Özellikle İstanbul’un pırıl pırıl (!) asfaltında adrenalin dolu anlar yaşamak hiç zor değil.
Aldığınızda lastikleri değiştirmenizi öneririm.
Fakat ben sakin sürerim öyle fazla yatmam diyorsanız yine de iş görür. Eskiyince daha iyisiyle değiştirme yoluna da gidebilirsiniz tabii… 41MM çapa sahip ön teleskopik çatalları yumuşak yapıda.
Arka süspansiyonunun da yumuşak olduğunu belirtmek gerek. Motosiklet otururken de giderken de çok rahat. Bu yumuşaklık bana biraz ağabeyi MT- 07’yi anımsattı. Fakat şasisi MT-07’den daha iyi ve stabil hissettiriyor burası kesin.
Gelelim Yamaha MT-25 vs KTM Duke 390 pist performanslarına
Duke 390’ın Moto3 sınıfından gelen sert süspansiyonları burada hemen kendisini gösteriyor. Daha ilk virajdan itibaren yola kendini saplayan 390 ile pegleri sürtmek çok zor olmadı. Motordan biraz daha sarksam dizlerin yerlerde gezmesi de hiç zor değildi.
Frenlerken ABS’nin üzerindeki RossoII lastiklerle bile aşırı devreye girdiğini düşünüyordum ve ABS’yi kapattıktan sonra tekrar denediğimde sadece frenajların sayesinde 4 saniye gibi pist şartları için oldukça iyi bir süre azalttım.
Gerçekten güzel cevap veren şasisi ve alt devirlerden itibaren kendini çok iyi toplayan torklu motoru’nun da etkisiyle 2 dakika 48 saniye gibi (Referans olması açısından; 690 Duke ile 2.38 atmıştım) etkileyici bir süre yaptım.
Bu süre daha da ilerletilebilirdi fakat motorun test aracı olduğunu unutmayarak fazla hırpalamak istemedik.
Yamaha MT-25 IRC lastiklerinin ısınması biraz fazla sürse de ısındıktan sonra pist şartlarında tatmin ediciydi. Şasisinin verdiği rijitlik hissi ise 390’ı aratmadı. İki silindirli motoru devirlenirken size sanki gerçek bir yarış motosikleti kullanıyorsunuz hissi veriyor ve bu yüzünüzde gülücükler açmaya fazlasıyla yetiyor. Gittiğinizden çok daha hızlı hissettiren bu motosikletin süspansiyonlarının yumuşaklığı onu pistte bir adım geriye atıyor. Günlük kullanımda çok rahatlık sağlayan süspansiyonlar burada zayıflığınız haline geliyor. Tüm bunların birleşimiyle MT-25 ile 3 dakika 08 saniyelik bir süre yaptım.
Yamaha MT-25 vs KTM Duke 390 Karşılaştırma Sonucu:
Daha sert ve holiganca kullanmayı seviyorsanız Duke 390 sizi üzmeyecektir. Pistteki performansından sonra çoğu kişiyi şaşırtmayı başaran bu motosikleti “virajların prensi” olmak istiyorsanız kaçırmayın.
Eğer daha yumuşak kullanılan ve daha uygun fiyatlı bir alternatife bakıyorsanız MT- 25’i mutlaka gözden geçirin.
Yumuşak selesi, süspansiyonları ve gaz tepkileri sizi hem şehir içi hem de şehirler arası yollarda oldukça rahat ettiriyor.
Yakıt tüketimini biraz fazla bulsam da tercih edilebilir. Lastikleri değiştirmek ayrıca bir masraf kapısı açabilir. Bunu unutmayın.
Güncel fiyatlar için Spormoto ve Yamaha Türkiye
Yorumlar
Loading…