Yazar: Özlem Köseoğlu
Bir motosiklet kullanıcısı olarak her an tetikte olup paranoyak seviyesinde motor kullansak ta ne yazık ki bazen kazaların önüne geçemiyoruz. Geçirilen bir kazadan sonra her zaman ilk yapılması gerekenler kulağımıza küpe olmuştur. Bu kez gelin farklı bir bakış açısıyla hem hukuki hem de sigorta anlamında kaza sonrası yapılmaması gerekenlere bir göz atalım.
Ne kadar güvenli ne kadar sorumlu bir motosiklet sürücüsü olursak olalım, ülkemizdeki trafik yoğunluğunda bir kazaya karışmamız an meselesi. Eğer bu istenmeyen durum bir kere başınıza gelecek olursa, genel hatalardan kaçınarak daha fazla problem yaratmamak için gerçekten ne yapmamız gerektiğini bilmeliyiz.
Olay Yerinde Asla Kusur Kabul Etmeyin!
Sıra kusur belirlemeye gelince, çok az araç kazasının sonu daha başından bellidir. O esnada kazaya sebebiyet verenin siz olduğunu düşünseniz bile olayın şoku ile tam olarak neler olduğu konusunda algılarınız tamamen net ve doğru olmayabilir. Bu sebeple diğer sürücüye ya da polis memuruna kazaya sebebiyet verenin siz olduğunuzu kabul eder şeklinde bir söyleminiz asla olmamalı. “Her ikimize de geçmiş olsun” dileğinden öteye geçmeyin.
Diğer şoförün ve varsa yolcuların iyi olduğu hakkında bilgi alabilirsiniz. Bu durum, çok doğal bir içgüdüdür, aynı zamanda son derece kibar ve saygılı olduğunuzu gösterir, ama hepsi bu. Kazaya sebebiyet verme ya da dahil olma konusundaki içten özrünüz ve itirafınız, daha sonra sigorta şirketiniz ya da diğer şoförün sigortası tarafından size karşı kullanılabilir. Basitçe sadece gerçeklere bağlı kalın. Aslına bakarsanız motosikletinizin hasarını ödememek için ya da yaralanmanıza ait masraflarla ilişkili ödeme yapılmaması için kendi kelimelerinizin etkili olması da pek olası bir durum değil.
“Unutalım Gitsin” Anlaşmasında Asla Mutabık Olmayın!
Bir kaza sonrası yaşanan karmaşanın üstesinden gelmek gerçek bir mücadeledir. Bu yüzden birçok insanın “Hadi, unutalım gitsin ve yollarımıza gidelim” şeklindeki teşebbüsleri pek sürpriz bir durum değildir. Fakat yine de ufak çaplı bir kaza olsa bile, mutlaka polis raporu tutturulmalıdır. Kazanın nasıl olup bittiğine dair hiçbir resmi rapor olmaması, sigorta şirketiniz açısından motosikletinizin maddi ya da sizin tıbbi masraflarınızı karşılamaması için bir sebep oluşturabilir. Sadece diğer şoförün ifadesini almak yeterli değildir, verdikleri bilgi yeterli ve doğru olmayabilir.
Diğer şoför, yasaları ve hukuki yaptırımı işe sokmama konusunda sizi ikna etmeye uğraşırsa özellikle temkinli olmalısınız. Bu belki de onların ehliyetsiz, sigortasız olduklarına ya da hatta haklarında yakalama emri bulunduğuna dair birer gösterge olabilir. Eğer kararınız kanuni işlem başlatmak yönünde sonuçlanırsa, bu durumlardan herhangi birisinin var olması, sizin lehinize çalışacaktır.
Polise ifade verirken, sadece gerçekleri anlattığınıza kesinlikle emin olun. Ne olduğuna dair ihtimalleri hesaba katarak bir ifade vermeyin. Ya da o sırada nasıl hissettiğinize dair ya da sigorta sağlayıcısının masraflarınızı karşılamamak amacıyla kullanabileceği herhangi bir şeyi ifadenize dahil etmeyin.
Asla Yaralanmadığınızı Varsaymayın!
Pek çok vakada, araç kazalarından kaynaklanan yaralanmalar kazadan saatlerce ve bazen günlerce sonra bile çirkin yüzünü göstermeyebilir. Kaza esnasında kafanızı çarpmış olsanız bile kazadan sonra kendinizi oldukça iyi hissedebilirsiniz. Bir süre sonra boyun incinmesi ile sonuçlanan ağrı duymaya başlayabilirsiniz ya da diğer sakatlanmalar baş gösterebilir. Yaralandığınızı varsaymak en iyisidir ve her ihtimale karşı kaza sonrasında tıbbi anlamda profesyonel kurum ve kişiler tarafından kontrol edilmeniz gerekmektedir.
Şu önemli noktayı da aklınızda bulundurmanızda fayda var: Eğer diğer şoföre, polise ya da sigorta sağlayıcınıza yaralanmadığınızı söylerseniz fakat sonradan gecikmeli belirtiler hissederseniz, sigorta şirketinizin yaralanmanızın kaza ile alakalı olmadığını iddia etmesini kolaylaştırmış olursunuz. Asıl nokta şu; kazanın daha sonra mali bir külfet ile sonuçlanması gibi bir ihtimal olsa da, her daim sağ salim olmak üzgün olmaktan kat kat iyidir. Kısaca her zaman çoğumuzun kullandığı klasik deyimi hatırlayalım: “Cana gelmesin, mala gelsin”…
Asla Direk Sigorta Şirketinizi Aramayın!
Kaza sonrası sigorta şirketinizi aramanızın ilk önceliğiniz olduğu konusunda sürücüler arasında geniş bir yanılgı vardır. Basit bir şekilde durum böyle değildir. Aslında, resmi bir rapor vermeden ve profesyonel sağlık kontrolü yaptırmadan sigorta şirketi ile konuşulmamalıdır. Duruma bağlı olarak sigortacınızla görüşmeden önce avukatınızla görüşmek bile isteyebilirsiniz.
Bu tür durumlarda, sigorta şirketlerinin haklarınızı karşılamamak için çoğu zaman bir arayış içerisinde olacaklarını her zaman aklınızda bulundurun. Bu yüzden size, işin içinden sıyrılabilmelerini sağlayacak bir şeyler söyletmeye çalışabilirler. Bu durum, büyük ihtimalle özellikle siz hala kazanın etkisiyle bitkin durumdayken başınıza gelebilir. Bir avukat ile birlikte çalışıp çalışmayacağınıza karar vermeden önce bile, sakinleşip mantıklı düşünene kadar ve harfi harfine gerçek ifadenizi vermeye hazır olana kadar sigorta acenteniz ile görüşmeyin.
Ortaya yanlış yorumlara sebebiyet verecek ve söylememeniz gerekenleri söylemek dışında bir motosiklet kazasına karışmış olmak zaten yeterince kötü bir durum. İlk düşünmeniz gereken ve ilk önceliğiniz her zaman kendi güvenliğiniz olmalıdır. Herkesin iyi olduğuna kanat getirdikten sonra düşüncelerinizi toparlamak için kendinize zaman tanıyın, acele etmeden olan biteni tek tek gözden geçirin ve sonraki adımlara yönelin. Kazasız belasız iki teker dolu güzel sürüşlere…