1994 senesinden bu yana Cafe Racer’lar ve hobi motosikletler üzerine çalışmaları ile adını duyuran eski motorcu Ercan Dinamit. İzmir Kahramalar’da 2004’de kurduğu motostop bünyesinde çalışmalarına devam ediyor. aynı zamanda on yıldır Ferco bayisi olarak motosiklet severlere hizmet veren Motostop’u ve Ercan Dinamit’i yakından tanıyalım.
Motoron: Sizi kısaca tanıyabilir miyiz ?
Ercan Dinamit: Babam, dedem derken aile olarak motorcu bir aileden geldiğimi söyleyebilirim. Üçüncü kuşak motosikletçi bir aile sayılırız. Motorcu bir aileden gelince, 6 yaşında motosiklet kullanmaya başlamam çok da beklenmedik bir durum olmadı. 6. yaşından 30 yaşına kadar motosikletle temas halindeki bir sürücü olarak yarışlarla iç içe epey bir dönem geçirdiğimi de söylemeliyim. Enduro, Motocross, Drag ve 600cc A ve B grubunda da pist yarışlarında yer aldım. pek çok birinciliğim var, ama yaşanan şansızlıklardan dolayı Türkiye Şampiyonluğum yok. Federasyonda yarışçı, mağazacı, sürücü olarak motosikletlerin her noktasında severek yer aldım. Geçen sene ise Türkiye Ralli Şampiyonası’nda co-pilot olarak bulundum ve gelecek sezonda da yer almayı planlıyorum.
M.: Motostop’un açılışından, marka ve ürünlerinizden söz eder misiniz?
E.A.: Motosikletçilerin daha iyi şeyleri hak ettiğini düşünerek 1994 senesinde bir mağaza açmaya karar verdim. En sevdiğim şey, motosiklet kullanıcıları yani son tüketici ile oturup sohbet etmek. Doğru malzemeleri, doğru kişilerin alması beni her zaman sevindirir. İş akışımıza dönecek olursak, 1994 senesinde bu işe girdiğimde aile şirketimizde ortaklığım vardı. Fakat 2004 senesinde ortaklığımı devrederek kendi mağazamı açtım. 1994 senesinden beri aksesuar anlamında Özen Motor ile çalışıyorum. Motosiklette ise yaklaşık 10 senedir Ferco grubu ile çalışmaktayız. Bu grubun markaları da bünyemizde Vespa, Piaggio, Aprilia, Moto Guzzi olarak yer alıyor. Kaskta Shoei, LS2, Kappa gibi dünya markaları ile çalışıyoruz. Tekstil ve aksesuar ürünlerimizde ise ağırlıklı olarak Revit yer alıyor. Kendimizi daha çok “Revit Butik” olarak düşünüyoruz. Dünyaca ünlü, her türlü motosiklete her türlü aksesuarı yapabilen GIVI (Özen Motor) ile de çalışmaktayız. Motosiklet sürücülerinin her zaman güzelliklere layık olduğunu düşünüyorum ve tüm yaptıklarım da bu doğrultuda gerçekleşiyor. Şimdilerde de motosikleti uzun yollarda kullanmaktan, görmediğim ülkeleri görmek, farklı kültürleri tanımaktan haz alıyorum.
M.: Mağazanızda müşterilerinize sunduğunuz servis ve hizmetler neler?
E.A.: Önceleri hiç servis işine girmemiştim fakat Almanya’dan mekanik bir dostumuzla çalışma imkanım oldu. Sonrasında da 2006 yılında servis hizmetimizi, işleyişimize ilave ettik ve butik anlamında bu işe kendimizi vererek yapıyoruz. Genelde serviste 20 tane motor yerine birkaç tane motor olur ve bakımları Avrupai bir şekilde özenerek yapılır.
M.: Cafe Racer üzerine çalışmalarınızdan söz edelim. Bu alanda kendi başına çalışmalar yapmak isteyen okurlarımıza ne gibi tavsiyeleriniz olur?
E.A.: Ülkemize geçen sene gelmesine rağmen, biz Cafe Racer’ı yurt dışında çok uzun zamandır takip ediyorduk. İlk önce kendimize bir iki tane motosiklet yapmakla yola çıktık. Sonrasında da Motostop’un kemikleşmiş müşteri portföyünü oluşturan arkadaşlarımızdan talep olduğunda, bu işi yapmaya karar verdik. Güzel ve sakin bir işçilikle acele etmeden her kış bir motosiklet alıp onu teslim ediyoruz. Gerçekten Avrupai işler yaptığımıza da inanıyorum. Mesela bu sene Motostop adına 1976 model bir CB550 Four toparlayıp ortaya çıkaracağız. Nasıl ki büyük markaların kendi Cafe Racer’ları varsa, biz de Motostop markasının kendi Cafe Racer’ını yaratacağız. Ayrıca, Cafe Racer üzerine çalışmalar yapmak isteyen arkadaşlarımıza da doğru model, doğru yedek parçalar, doğru kişiler ve doğru araştırmalarla, her ne kadar zor olsa da bunun bir hayal olmaktan çıkıp gerçekleşebilmesine tanık olabileceklerini söyleyebilirim.
M.: İkinci el satışınız var mı?
E.A.: Evet, ikinci el satışımız var, kupon ve özel motosikletleri satmaya çalışıyoruz. Mağazamızın yan tarafındaki dükkanı, ikinci el motosiklet mağazası haline getirdik ve satışlarımızı sürdürüyoruz. Çoğu arkadaşımız, motosikletleri bizzat görerek fikir edinip aldıkları için bu hizmetten memnun kaldıklarını düşünüyorum.
M.: Müşteri memnuniyeti sizin için ne ifade ediyor?
E.A.: En başından da bahsettiğim gibi motosiklet kullanıcıları her şeyin en güzeline layık. Çok özel kıyafetlerle ve ekipmanlarla çok özel bir araç kullanıyoruz. Riskimiz her zaman diğer araçlardan daha fazla ve her şeyin de en iyisine layık olan sürücülerimize, geçmiş yılların verdiği tecrübelerle en iyi motoru, en iyi kıyafeti ve en iyi hizmeti en iyi koşullarda sunmaya çalışıyoruz.
M.: Mevcut tecrübeniz ile sektöre bakışınızı öğrenebilir miyiz?
E.A.: Sektör olarak diğer ülkelere oranla biraz gerideyiz diyebilirim. Bu durum geçmişten kaynaklanıyor. Ülkemiz, tüm Avrupa’nın yıkılıp baştan yaratıldığı 2. Dünya Savaşı’na girmemişti. Avrupa’daki ülkeler, yol, araç ve insan olmaması sebebiyle yavaş önce bisikletle ulaşıma başlanmıştı. Bu durum iki tekeri Avrupa’da ciddi bir kültür olarak yaymaya vesile olmuştu. Ülkemiz ise bu kültürü aradan çıkararak direk otomobillere ayak uydurmaya başlamıştı. Yani kısaca demek istediğim, motosikletin gerçekten bir kültür olması gerekiyor. Ne park yeri sıkıntısı, ne benzin derdi, ne trafikte zaman kaybı ve ne de yedek parça masrafı var. Yavaş yavaş da olsa motosiklet severler sayesinde ve motora binmeye böylesine müsait bir iklime sahip olmamızdan dolayı, sektörün daha da gelişeceğini ümit ediyorum.
M.: Yurtdışı turlarınızı gördüm. En son çıktığınız tur ve gelecek tur planlarınız neler?
E.A.: 10 kişilik bir arkadaş grubumuz var, genelde seyahatlerimizi beraber gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık 20 yıldır beraber motor sürüyoruz. Genellikle Avrupa olmak üzere her sene ortalama 10.000 km’lik seyahatlerimize devam ediyoruz. Son zamanlarda ise Romanya Transfagarasan ve Transalpina’ya dadanmıştık, yaklaşık beş kez geçmişizdir. Her motosikletçinin o rotayı kesinlikle yapması gerekir diye düşünüyorum. Dünyanın ilk 10 rotasının ikincisinden bahsediyoruz. Gelecek tur planımızda hep aklımda olan Nepal var aslında. Bakalım, özüme dönüp “Enduro neden olmasın?” diyorum.
M.: Motostop ile ilgili gelecek planlarınız neler?
E.A.: Motostop’un uzun soluklu bir marka olmasını istiyorum. Yaptığımız tüm işleri ve planlamaları bunu düşünerek gerçekleştiriyoruz. Avrupa’da kulüp gibi olmuş motosiklet mağazaları var ve bunlar gerçekten özeldir. Gelecekte o konseptte bir mağaza olmasını hayal ediyorum. Tek dönümlük bir arazide bir motosikletçinin içinde arayıp bulabileceği her şeyin olacağı, cafe’ sinden camping’ine kadar, yurt dışından gelen motorcuların konaklama yapabileceği büyük bir kompleks haline getirmeyi düşünüyoruz. Kulüp hayallerinin gerçek olmasını dileyerek Ercan Dinamit’e ve Motostop’a sektöre katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
