Yazar: Alişan Fidan
Düşünebilen motosikletler! Artık bundan kaçış yok. Motosikleti tamamiyle kendisi kullanabilen
“motobot” adında bir robot bile yapılmışken elektronik yardımlara ve kontrollere sahip
motosikletlerin olması çok uzak bir gerçek olmamalı. Yatma açısı sensörlü çekiş kontrol sistemleri,
elektronik ayarlamalı süspansiyonlar ve GPS verilerini kaydeden sistemler gibi oyuncaklar, sürüş
stilimizi bütünüyle değiştirecek. Fakat akıllardaki soru şu; Bu iyi bir şey mi?
Eğer son yıllarda çıkan üst sınıf motosikletleri incelediyseniz kullanılan teknoloji seviyesinin giderek abartılı hale geldiğini fark etmiş olmalısınız. Şu sıralar motosikletlere eklenen sistemler müthiş derecede kompleks bir hal aldı. Hatta yarış takımlarının kullanamadığı yatma sensörlü ABS, kendi kendini ayarlayan elektronik süspansiyonlar ve veri toplama kapasiteleri gibi şeyler yol motosikletlerinde görmeye yavaş yavaş alıştığmız donanımlar olmaya başladılar. Bazı motosikletlerin beyinleri, bundan 5-6 yıl önce kullandığımız masa üstü bilgisayarlardan bile daha güçlü! Karbüratörden enjeksiyona geçmeyi bile “arıza durumunda ekstra masraf”gözüyle gören kullanıcılar varken bu kadar yolu kısacık bir zamanda nasıl kat ettik sizce?
Ayrıca bu kadar elektronik yardım ne yapıyor? Onlarsız da yaşayabiliyorduk, fakat gittikçe vazgeçilmez oluyorlar. Bugünün motosikletlerinde bulunan teknolojileri ve bunların motosiklet endüstrisinin geleceğini nasıl belirlediğini hep beraber inceleyelim.
Elektronik Devrimin Gelişi
Çok değil bundan birkaç yıl önce motosiklet sürücülerinin büyük bir kısmı elektronik sistemlerin motosikletin kullanımına direk etkisi olabileceği fikrine karşıydı. Motosiklet sürücüleri otomobil süren insanlar gibi değildir. Onlar sürdükleri aletin tam kontrolüne sahip olmayı ve “düşünen” bir makineden ziyade “istediklerini yapan” makineleri daha çok sever. Basit ABS ve çekiş kontrol sistemlerinin birkaç yıl önce ortaya çıkmasıyla beraber internet forumlarında ve sosyal medya sitelerinde büyük kavgalar çıktı. Kimi sürücüler bu sistemlerin sürüş sırasında arızalanması gibi bir ihtimalde doğacak sonuçlardan dolayı hiç olmamalarının daha iyi olduğunu savunurken, kimi ise en azından ABS’nin ıslakta frenaj yaparken bir çok hayatı kurtaracağını savundu.
Simon Crafar Suzuki GSXR-1000 ile
Açıkçası üreticiler için zor bir durumdu. Firmalar da bu konuda taraf olmaya başlamışlardı. Bazıları “en son teknoloji” bazıları da “mükemmel sürüş” vaadi ile ürünlerini öne çıkarma peşindeydi. Bu sıralarda Simon Crafar bir Suzuki motosikletin tanıtım videosunda “Elektronik sistemler sürüşe müdahale etmemeli” ve “Motosikletinizin kontrolünü ele alın” dedi. Eski sürücüler sürüş zevkini kısıtladığı düşüncesiyle elektronik sistemlere büyük oranda karşıydı. Fakat genç pilotlar daha hızlı gitmeyi istediklerinden onlara yardımcı olabilecek tüm elektronik sistemlere kucak açmış bekliyorlardı.
Piyasayı ve haliyle üreticileri yönlendiren tek gerçek buydu. Eğer müşteriler teknolojik motosiklet istiyorsa üreticiler onlara bunu vermeliydi. Yoksa bunu yapacak başka üreticiler mutlaka çıkacak ve boşluğu dolduracaklardı. Crafar’ın bu çıkışından birkaç yıl sonra elektroniklerin yeni moda olduğu iyice kesinleşmişti. Artık profesyonel yarış aleminin bile vazgeçilmezi haline gelmeye başlamıştı. Honda RC213V projesinin şefi Cristian Gabarrini “2007 yılından şu güne kadar elektronikler her şeyden hızlı bir şekilde evrildiler” dedi. Prama Ducati takımının takım şefi Giacomo Giudotti ise daha şiirsel bir dil kullanarak “Elektronikler motordan ayrı birşey değildir.
Onlar beraber doğmuş kardeşlerdir.” diyerek elektronik yardım sistemlerinin artık ne kadar önemli olduğunu bize anlatmaya çalıştı. Yarış pistlerinde gelişen teknoloji tüm hızıyla yollara saçıldı. BMW R1200GS ya da Ducati Panigale gibi üst sınıf performans motorlarında özelliklerini okurken baş döndüren elektronik sistemler ve sensörler vardı. Artık orta sınıf motosikletler bile ABS ve çekiş kontrol sistemi opsiyonlarıyla gelmeye başlamıştı. Sevin ya da sevmeyin, geçtiğimiz bir kaç yıl elektronik opsiyonların miktarının patlama yaptığı zaman oldu ve şu an endüstrinin gelecek planı buna göre şekilleniyor.
Peki motosikletlerimizde şu an ne tür elektronik sistemler var?
Herşey basit ABS ve çekiş kontrol sistemleriyle başladı. Fakat şu an birbiri ile mükemmel uyumda çalışan bir sürü elektronik sistem var ve işler öyle bir aşamaya vardı ki, artık havacılık dünyasından bile teknoloji alınmaya başlandı! Motosikletlerde kullanılan teknolojilerden bazılarını sayalım:
• ABS Sistemi
• Seçilebilir Sürüş Modları
• Atalet Ölçüm Sistemi (Uçaklarda da kullanılıyor)
• Çekiş Kontrol Sistemi
• Kayma Kontrol Sistemi
• Tek Teker Kontrol Sistemi
• Elektronik Süspansiyon Sönümü Kontolörü
• Quickshifter (Debriyajsız vites değiştirmenizi sağlar)
• Kalkış Kontrol Sistemi
KTM 1190 Adventure’da yatma algılayıcılı ABS sistemi mevcut
ABS Sistemi
Motosiklet sürücülerinin ilk kez karşılaştığı bu elektronik sistemi otomobil endüstrisi uzunca bir süredir kullanıyordu. ABS 125CC sınıfında bile bir çok motosiklette standart olarak gelmeye başladı ve artık vazgeçilmez halini aldı. Fren güvenliği sistemleri enjeksiyondan sonra en populer ikinci elektronik sistemi olarak yerini aldı.
Nasıl çalışır: Frenaj sırasında kilitlenmiş bir tekerlek kayar ve kontrol kaybına sebep olur. Lastikleriniz fren sırasında tutunduğu taktirde kontrole sahip olabilirsiniz. Yani bu mantıkla beraber ABS’nin çalışma yöntemi lastik tutunma limitlerine geldiğinde freni çok hızlı bir şekilde bırakıp tekrar sıkarak lastiğin kaymasını engellemektir. Yatma algılayıcılı yeni sistemler sayesinde motosikletinizi virajın içindeyken bile frenleyebilirsiniz.
Seçilebilir Sürüş Modları
Seçilebilir sürüş modları sayesinde pistte çok sert kullanabildiğiniz motosikletinizi yağmurlu havalarda veya tozlu yollarda korkmadan kullanabilirsiniz. Bu bence yeni motosikletlerdeki en güzel sistemlerden biri. Tüm şartlar mükemmel olsa dahi insan bazen sakin gitmek istiyor ve sürüş modundan sakin olanı seçerek yol almak sürüş keyfini artıran unsurlardan biri.
Nasıl çalışır: Motosikletinizde ECU adı verilen bir enjeksiyon beyni vardır ve tüm işlemler buradan kontrol edilir. Bu ECU’nun içine önceden tanımlanmış farklı modlar arasında geçiş yaparak motosikletinizin gaz kontrolü, güç aktarımı, maksimum gücü, çekiş kontrolü, ABS hassaslığı (Yarış ABS’si adıyla pist asfaltında kullanabileceğiniz özellik) gibi şeyleri değiştirebilirsiniz hatta motosikletinizde elektronik süspansiyon kontrolü varsa süspansiyon sönümlemesi bile bu sürüş modunu değiştirerek ayarlayabileceğiniz özelliklerden biri.
KTM’in Superduke için geliştirdiği çekiş kontrol sistemi ile işler sarpa sarmadan tabiri caizse “makineyi yengece bürüyebilirsiniz”
Atalet Ölçüm Sistemi
Tüm bu kompleks sistemlerin optimal şekilde çalışması için tonla veri işlemesi gerekir. Bunu yapmak için motosikletlerde artık “Atalet Ölçüm Sistem”i denilen motosikletin yaptığı her hareketi ölçüp bu bilgileri işleyerek gerekli yerlere yollayan bu arkadaşımız kullanılır. AÖS, uçaklardaki otomatik pilot gibi sistemlerin çalışması için kullanılıyordu ve buradan motosikletlere bir şekilde uyarlandı.
Nasıl Çalışır: AÖS; dalma, yatma, hızlanma ve yavaşlama gibi birbirinden ayrı 6 eksende ölçüm yapan sensörlere sahiptir. Buradan toplanıp işlenen veriler ECU sistemine yönlendirilerek tek teker veya kayma kontrolü gibi sistemlerin çalışmasında da kullanılır.
Yamaha MT-09’da Standart, A ve B modları bulunmakta
Çekiş Kontrol Sistemi
İlk sistemlerin çok sert bir şekilde müdahaleci olduğu söyleniyordu. Fakat bugünlerde bu sistemin ne zaman devreye girip girmediğini anlamamız pek kolay olmuyor. Çekiş kontrol sistemleri arkada patinajı algıladığı anda tekere giden gücü düşürerek kazayla sonuçlanabilecek olan patinajların önüne geçmek amacıyla kullanılırlar.
Nasıl Çalışır: Tekerlek hızı sensörleri ön ve arka tekerler arasında olan hız farkını anında algılarlar ve farklı hızlar patinaja düşmüş bir arka teker demektir. ECU ünitesi buna tekerin tutunmasına yetecek kadar gücü düşürerek karşılık verir. En yeni sistemlerde AÖS de kullanılarak motosikletin yatma açısı da hesaplamaya katılır. Günümüzde mevcut olan çoğu sistemde patinaj konusuna ne kadar müdahale edilebileceği ile ilgili seviyeler sürücü tarafından sürüş sırasında değiştirilebilmektedir.
Kayma Kontrol Sistemi
Bu sistemin çalışma mekanizması çekiş kontrol sistemine benzer, aradaki fark bir miktar kaymaya izin vermesidir. Motosiklet yarışında arkanın biraz kayması kötü birşey değildir. Bu sistem Yamaha’nın yarış motoru olan YZRM1’ inden direk olarak yollara 2015 model Yamaha R1 ile geldi. KTM Superduke için buna benzer bir sistem geliştirmiştir, fakat adı çekiş kontrol sistemi olarak geçtiğinden bir üstte anlattığımız şıktaki kategoride inceleyebiliyoruz.
Nasıl Çalışır: Sözkonusu sistem, çekiş kontrol sistemiyle aynı sensörleri kullanır. Fakat AÖS’ten gelen veriler sayesinde kaymanın ne durumda olduğunu algılayarak kaymanın kontrol edilebilir düzeylerde kalmasını sağlamaya çalışır. Yani bu sistem açık vaziyette iken, normalde olduğundan daha korkusuz şekilde “yanlayabilirsiniz”.
Yeni Ducati Panigale 1299’da 8 seviyeli tek teker kontrol sistemi mevcut
Tek Teker Kontrol Sistemi
İsteyeceğiniz en son şeylerden biri tek tekere kalkmışken motoru kafanıza geçirmektir. Bu hem masraf hem de çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca arkadaşlarınızın önünde gururunuz da kırılabilir. Tek teker kontrol sistemi sayesinde motosikletin kafanıza geçmeyeceğini bilerek daha rahat bir şekilde hareketinizi yapabilirsiniz. Bu sistemi motosikletinizin tek tekere gelmesini tamamen önlemek amacıyla da kullanabilirsiniz.
Nasıl Çalışır: AÖS sensörü ön tekerin yerden kalktığını algılar ve ECU’ya gönderilen veriler sayesinde motorun gücü tek tekeri belli bir açıda tutar. İsterseniz kontrol sisteminin modunu değiştirerek tek tekeri tamamen yapmamasını da sağlayabilirsiniz. Alıştıkça kontrol seviyelerini değiştirerek teker açısını yükseltebilirsiniz, hatta cesaret edebilirseniz kapatabilirsiniz.
Elektronik Süspansiyon Ayarı
Üst sınıf lüks otomobillerden esinlenerek hazırlanan bu sistemle yol şartlarına göre süspansiyon sertliğinizi sürüş sırasında ayarlayabilirsiniz. Son sistemler bunu daha da ileriye götürerek süspansiyon sertliğini frenaj, hızlanma ve yatma sırasında sürekli ayarlıyor. Bu da süspansiyonların viraj içinde bile sürekli ayarlandığı anlamına geliyor.
Nasıl Çalışır: Frenlerden, yatma sensörlerinden ve sürücünün ağırlığından alınan veriler ile sistem optimum süspansiyon oranlarını hesaplar ve kendini buna göre ayarlar. BMW R1200GS gibi bazı motosikletlerde sadece bu iş için ayrı bir ECU ünitesi bulunmaktadır.
Quickshiter
Hızlı vites atmak güzel birşey, fakat sıkı bir yarış durumunda vites geçişindeki o yarım saniyelik gecikme kazanma ile kaybetme arasındaki süre olabilir. Ayrıca kendiniz hızlı vites atmaya çalışırken şanzımanı bile dağıtabilirsiniz. Quickshifter sistemi olan motosikletiniz ile giderken vitesi yukarı atmak için pege biraz dokunmanız vitesin geçmesini sağlayacaktır.
Nasıl Çalışır: Ayağınızı vites atmak için çektiğiniz anda ECU bunu anlayarak saniyenin binde biri gibi bir aralıkta ateşlemeyi keserek vites dişlilerinin üzerinden yükü alır. Böylece debriyajı çekmenize gerek kalmadan gazı bırakmayarak vites yükseltebilirsiniz. Quickshifter sistemleri sadece ateşlemeyi keser, bu yüzden sistemde kalan benzinden dolayı vites geçişlerinde kolayca ayırt edilebilecek bir patlama sesi duyabilirsiniz DSG tipi şanzımana sahip otomobillerdeki gibi bir durum. Bu arada Ducati Panigale 1299 ve BMW S1000RR gibi motosikletlerde bulunan quickshifter sistemi debriyajsız vites düşürmeye de izin veriyor!
Ayaklığın hemen dibindeki kırmızı şey pegin hareketini algılayıp beyne ateş kesme komutunu yollayan sensörün ta kendisi
Kalkış Kontrol Sistemi
Gücü her geçen gün artan ve giderek hafifleyen modern motosikletler mermi hızına yaklaştıkça onları kafanıza geçirmeden hızlı bir şekilde kalkmak da giderek zorlaştı. Bunu fark eden üreticiler motosikletlerine bu sistemleri adapte ediyor. Bu sayede hatasız ve motosikletin gücünü tam anlamıyla kullanabildiğiniz yarış başlangıçları yapılabiliyor.
Nasıl Çalışır: AÖS’den alınan bilgilerle kalkış kontrol sistemi gücü ayarlayarak tekere gelmeyi önler ve böylece tekere gelerek kaybedeceğiniz gücü ileri gitmek için kullanır. Sistem otomatik olarak gaz ve temiz hızlanmanın ortasını bularak ona göre ayar yapar.
Elektronik Devrim Devam Ediyor!
Elektronik dünyasında gelişen tüm olaylar motosiklet üreticilerini de yakından ilgilendiriyor. Motosiklet endüstrisinin artık bu elektronik kontrol sistemleri olmadan yapamayacağı çok açık. Gelecek yıllarda üretilecek motosikletlerde bu sistemler daha akıllı, daha doğal çalışan ve daha ucuz olacak. Eski motorcuların korkusu olan “motosikletin kendi kendini kullanması” durumundan üreticiler kendisini kurtarabilirse elektronik yardımlara kimsenin kötü gözle bakacağını düşünmüyoruz. Üreticilere diyebileceğimiz tek şey ise; “motosiklet sürmenin eğlencesini elimizden almayın yeter!”