Yazar: Motoron
Sen Ona Yap!
Haberde aynen şöyle diyor: “Sürücünün kasksız kullandığı yarış motosikletinin kontrolünü kaybedip başını refüjdeki kaldırıma çarparak yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği öğrenildi. Kaza anı mobese kamerası tarafından da saniye saniye görüntülendi”
Hayır, hayır sandığınız gibi değil! Yarış motosikleti, kasksızlık, kontrolü kaybetme gibi bilgiler göz önüne alınınca akıllara hemen destursuz bir sürücü geliyor ama durum öyle değil… Merak edip şu mobese görüntülerine ulaştım. Ulaştım ulaşmasına da, canım daha çok sıkıldı. Görüntülerde motosiklet sürücümüz rahmetli Çağrı Şentürk akşam saatlerinde boş yollarda bir 3 yol kesişimi gibi görünen kontrolsüz kavşağa yaklaşıyor. Yol ortasında küçük bir daire şeklinde kaldırım var. Bu dönel kavşakta herhangi bir uyarı, lamba ya da işaret görünmüyor.
Motosiklet sürücüsü çok da hızlı değil ancak belli ki bu kavşak ortasındaki “büyük olasılıkla yeni” daire şeklindeki küçük adacığı hesaba katmamış. “Dümdüz yoluma giderim” diye düşünüp kavşağa hızını kesmeden giriyor (yine de hız sınırları dahilinde gibi görünüyor). Bahsettiğimiz bu adacığı bertaraf etmek için hafif sağ ve ardından sol yapıp yoluna devam edecek, ancak böyle olmuyor. Sağ yaptıktan sonra o sol manevra bir türlü gelmiyor. Hafif sol ya da biraz daha sağ yapsa yoluna devam edecek. Ancak sanki “Eyvah duramıyorum, acaba nereden yoldan çıksam daha iyi olacak” bakışıyla, o an belki saatte 20 km gibi bir hızla tabelayı sıyırarak yoldan çıkıyor.
Sadece Türkiye’de Olur
Avrupa’da böylesine bir meskûn mahalde yoldan çıkacak olursanız kendinizi yeşil çimlerin üzerinde bulursunuz. Zira gelişmiş ülkelerde “Abi şuraya bir 50 tabelası koyalım, hemen şu ilerideki ağacın altında soteye de bir radar koyduk muydu bizim iş tamam” anlayışı yerine hizmet anlayışı var. İlk iş meskûn mahalin çevresi insanların yaşam kalitesini arttıracak şekilde düzenleniyor: parklar bahçeler yapılıyor.
Bizim kazamızda ise çevre “kalite” bir yana yaşam tamamen sona erdirecek şekilde tasarlanmış. Çağrı Öztürk yoldan çıkar çıkmaz kendini taşlık, çalılık, atıl kaldırım taşlarıyla dolu bir çukurda buluyor. Öyle ki motosiklet o çukura düşünce 2-3 takla atıyor. Tabi bu sırada henüz 23 yaşındaki Çağrı da çukura düşüyor ve orada kafasını çarptığı bir taş kendisinin sonunu getiriyor. Mobese kamerasında gördüklerimiz bize bunları söylüyor. Vidyo sitelerinde aratın siz de seyredin, fikirlerinizi de bizimle paylaşın.
Kask
Gelelim işin en önemli “çuvaldız” kısmına. Görüyorsunuz, ülkemiz yollarındaki düzenlemelerin durumu bu. Bu nedenle serbest piyasa ekonomisinde olduğu gibi sizin kendi kendinizi korumanız gerekiyor. Bunun için en iyi başlangıç noktası Kask Takmak! Yok, “bakkala kadar gideceğim”, “şuracıktaki arkadaşa uğriycam”, “iki dakka mesafe yahu ne gerek var”, “şu kızlara bir görüneyim” demeyin. Yapılan araştırmalar ölümlü kazaların %70 kadarının kısa mesafelerde gerçekleştiğini söylüyor. Tıpkı rahmetli Çağrı Öztürk’ün kazasında da olduğu gibi.
Daha önce insanları kask takmaları konusunda uyardığı ortaya çıkan Çağrı Öztürk, 23 yaşında elde ettiği yarış motosikleti kullanma şansını bu kısa mesafede kask takarak kullansaydı çok çok büyük olasılıkla kötü bir şaka gibi gerçekleşen bu kaza sonrasında aramızda olacaktı. Unutmayın burada sizi sizden daha çok daha iyi koruyabilecek hiçbirşey – hiçkimse yok! Rahmetlinin ailesine, sevenlerine, geride kalanlarına en içten baş sağlığı dileklerimizle.