Okuma alışkanlığım var ama maalesef pek kitap okuyamıyorum. Henüz bu karmaşayı çözmüş değilim. Evimde, özenle seçilmiş güzel kitaplarım da vardır. Hele kitapçıdayken, yüzlerce yazarın kaleme aldığı hikayelerin, yaşanmışlıkların, hayallerin ve okuyucusunu bekleyen eserlerin arasındayken büyüleniyorum.
En az bir tane alıyorum. Son Almanya seyahatimde, simsiyah ciltli ve sayfa kenarları da siyah olan, seri katil konulu bir roman elime yapışıp kaldı. Kasaya gittim geldim. Hatta yanımda kız arkadaşım vardı; “Ne olur bana mani ol” dedim. Roman da okumam zaten, daha çok gelişim, ilginç olaylar dikkatimi çeker. Ama asıl üzücü olan, uzun zamandır kitap okumadığımı fark etmek oldu. Kendime o kadar hızlı bir hayat kurmuşum ki; meşguliyetlerim ve hobilerim aldı başını gidiyor. O hızlı temponun içinde, elime bir kitap alıp sakin sakin oturamaz oldum. Hep yapılacak işlerim vardır, hiç bitmez. Geziler, yolculuklar derken eve bile uğramadığım zamanlar olur. Ama iddia ediyorum, okumak önemli. Farklı bakış açılarını keşfetmek, kendimizi geliştirmek ve geleceğimizi daha iyi yerlere götürmek için, bu gerçekten gerekli. Hele motorcular için çok daha fazla önemli.
Biz kitaptan da fazlasını okumalıyız. Biz, trafiği ve o an yaşananları çok iyi okuyabilmeliyiz. Trafiği okumak hayat kurtarabilir, diye düşünüyorum. Kendi güvenliğimiz için tahmin yürütmeliyiz. Trafiği öyle iyi okumalıyız ki, daha sayfayı çevirmeden neler olabileceğini tahmin edebilmemiz gerekli. Şu araba beni görmedi, dikkat etmedi diyecek lüksümüz ne yazık ki yok. Haklı da olsak biz zarar görüyoruz. Hele İstanbul gibi bir şehirde, tahmin gücümüzü sürekli geliştirmeliyiz. Tıpkı bir romanda katilin kim olduğunu bulma çabası gibi öngörü yapabilmeliyiz. Kendi can güvenliğimiz için trafiğin içindeki risk anlarını yakalamalıyız. Trafiğin nabzını hissetmek, akışını anlamak, ilerdeki aracın yapabileceği tüm hareketleri tahmin etmeye çalışmalıyız. Çünkü kendimizden biz sorumluyuz. Amaç; riskleri en aza indirmek. Kritik anlarda kullanmak için birkaç plan oluşturmalıyız. Hep bir kaçış planımız olmalı. Dümdüz ve boş bir yolda da olsak, kırmızı ışıkta dursak da çevreyi hep gözlemlemeliyiz. Geniş açılı bir objektif gibi bakabilmeli ve detaylara dikkat etmeliyiz.
Aslında kitabı kitap yapan kitabın kapak sayfası ve önsözüdür. O bütünün içinde var olabilmek ve keyifli bir motorcu hayatı yaşamak için iyi bir okuyucu olmak gerekiyor. Bazı tehlikeleri önceden sezmek için gölgeler bile ipucu olabilir. Hedefimiz uzun seneler keyifle sürüş yapmak ise, detaylı gözlem, dikkat ve birikim şart! Hepimiz biliriz, bir emniyet şeridinde park halinde duran bir aracın kapısı her an açılabilir, bu ihtimal sebebiyle o aracın yanından mesafeli geçeriz. Ancak orada hareketsiz duran aracın aniden ve çok hızlı, çok keskin şekilde yola giriş yapabileceği pek tahmin edilmez. Fazladan düşünmenin bir zararı yok, hatta pek çok açıdan faydası var. ‘Kimse bizi görmüyor’ ana fikri ile bütünleşirsek, birçok öngörüye daha kolay sahip oluruz.
Sürprizleri aza indirebilmek için sürekli tahmin yürütmeyi tavsiye ederim. Duran araç örneğinde olabilecek her şeyi düşünme sorumluluğu tamamen bize ait. Sonuçta haklı olmak canımızı kurtarmaz. Dışarıdan basit gibi görünen bir sürüş sırasında biz aslında analiz ediyor, düşünüyor, tahminde bulunuyor ve hesap yapıyoruz. Her yeni sürüşte yeni tehlikeleri göze alıyor ve anlık hayati kararları soğukkanlılıkla verebiliyoruz. Aynı anda da yolun, tutkunun ve doğanın keyfini çıkarıyoruz. Bizler yaşam sevinciyle doluyuz, zorluklarla kolay baş ederiz. Birlikçi, yardım sever ve mutlu insanlarız. Yüreğimiz kocaman. Her yeni gezi yeni bir başarı! Evet, çok farklıyız. Gerçekten çok farklıyız. Tüm iki teker dostları tebrik ederim.?