Yazar: Yiğit Açıkbaş
Motosiklet kullanmak isteyen bir kişi , önce kalbinin sesini duymak ister.
Kendine göre bir modeli gözüne kestirir , sorar , araştırır ve hedefe doğru ilk aşkında duyduğu kalp ritmiyle yolda o hayalindeki motoru gördüğünde; “Ben bundan istiyorum, işte !” der…
Artık geri dönüş mümkün değildir.
Sahip
olanlara sorsak; ilk heyecanınızla, şu anki heyecanınız arasında fark var mı
diye, hepimiz “daha fazlası var” deriz.
İçimizde
hep, daha iyisi, daha güzeli, daha kuvvetlisi var mı deriz.
Halbuki;
Motosiklet , motosiklettir…
Aradaki
farkları aktarmaya çalışayım ama , iki tekerde olan herkes için bu böyledir…
Başlangıç;
125 cc / Commuter / Sport / Scooter
Bu
sınıfa hayranlık duymamız gerekir.
Bisikletten
sonra motora geçişimiz ayakta alkışlanmalıdır.
Scooter
tabiki ilk hedef , ilk heyecan, sonra “bir üst sınıfa yada viteslilere geçerim”
deriz.
Halbuki,
ilerde bir motor sahip olmamızla, ilk aşk arasında bir fark olmadığını
anlayacaksınız.
Ilk
motorunuzda çektirdiğiniz fotoları o kadar çok paylaşacaksınız ki, sırf mutluluktan
!
Kırmızı
yanaklarımızla ilk kilometreler, ilk öpücükler gibi kalacak hafızamızda..
125
-300 cc’ler de harikalar yaratan genç hedef kitle, neredeyse beraber uyuyacak
kadar sever.
Asıl
motor sevgisi, aşkı , işte bu sınıftadır.
Hayran
olmamak mümkün değildir , tutkularına…
Scooter
kullanan, artık trafik sorunu olmadığından, otomobiller ona büyük, hatta
gereksiz gelir.
Hele,
romantik scooter kullananlar, kendini hergün Roma’da hissederler. : )
Teknoloji’nin
verdikleri ile cc’ler de büyüyünce, kullananlar bilir ki, hafta sonları tatil
gününüz 2 gün değil, 4 gündür ! Yapacağınız her şeyi yapmış, üstüne bir cafede
dedikodu yapacak zamanınız, size bol bol kalmıştır.
Hedefleri………………;
600 cc yada viteslilere geçmek
Arkada
ne bırakırlar ; Satmak istemez kimse ilk motorunu ama veda günleri kaçınılmaz.
Fiyatları………………….;
Ikinci elleri hızlı olduğundan biriktirdiğiniz ile yada banka kredisi
yeterlidir.
Enduro
/ Adventure
Deniz
meraklıları bilir ki ( özellikle yatçılık ile ilgilenenler ), teknenizle
marinadan çıktığınız an, artık geri dönüş yoktur.
Hedef,
rota neresi is , oraya gidilecektir.
İşte
bu sınıf, size bunu vaat ediyor. Yağmur , çamur , bozuk yol , asfalt , kar ,
dağ , tepe demeden gidersiniz.
Aklınızda
bir tereddüt kalmasın, bu sınıftan bir motora sahip olursanız mutlaka o hedefe
ulaşırsınız. Hatta konfor içinde bile olup, artçınızın size saatlerce
sarılmasından sonra, ulaştığınız hedefte onu sıkı sıkı tutup öpebilirsiniz,
konuşmaya gerek yok !
Aksesuar
konusunda size, bir motor kadar masraf çıkartacaktır. Bir de artçınızı çok
seviyorsanız, kart limitinizi sık sık kontrol ediniz. Size o kadar çok seçenek
sunuyorlar ki , Mombai’ye gider gibi giyinirsiniz ama Ağva’ya geldiğiniz de
orasının olmadığını anlarsınız. Hemen uzun yol programları yapılır o heyecanla
ama genelde hep ertelenir, bir daha ki seneye… Hiç vaktimiz olmaz nedense !
Gözleri
ve elleri ile ekmek kazanan doktorlar nedense bu sınıftadır.
Çanta
boyutları, başka hiç bir sınıfta görmeyeceğiniz kadar büyük olduğundan, ticari
araç konumundadırlar.
Yanınıza,
aklınıza ne gelirse alın, yine de yer kalır çantalarda !
Birde
Dakar logosu başta olmak üzere, gittiğiniz ülkelerin çıkartmalarını, bilhassa
en arkadaki çantaya, araçların göreceği şekilde yapıştırırsanız size saygıyla
ve sevgiyle bakıldığını hemen fark edeceksiniz.
Hedefleri
……………..; Motorları kişiselleştırmektir .
Arkada
ne bırakırlar ; Hacimler devasa olduğundan , sadece önümüze bakalım.
Fiyatları…………………
; 4×4 yada Touring mi alsanız, siz karar verin.
Motokros
/ Hard Enduro / Off-Road ( cc’den önce kaslarınız önemli )
Delilerin
sınıfı…
TDK
kelime karşılığı; Davranışları aşırı ve Taşkın olana deli denir : )
Hepimiz
bu sınıfın önünde düğmemizi ilikleriz.
Bir
pazar akşamı yolda, üstü başı, gözlüğü, çizmeleri ,motoru ,eldivenleri çamur
içinde olup hala ayakta ve hayatta olan motor sürücüsüne rastlarsanız mümkünse
inin aracınızdan ve kutlayın.
(
Genel de pick up’ların arkasında görürüsünüz bu motorları, bütün ihtişamıyla )
Pilot
olacakmış, olmamış, off road yapacakmış olmamış, bizde Moto kros yapalım
demişler.
Bu
sınıfa bulaşmayın, onlarda size bulaşmazlar zaten…
Şahsa
münhazır, kapalı, muhafazakar, tutucu bir sosyal grup, motorları ile mutludur.
Sen
git, dön, dolaş, ne kadar motor varsa dene, sonra bize gelin derler.
Giderseniz
bu gruplara, dönmeniz tıbben mümkün değildir.
Bu
sınıftaki motorların tek amacı vardır; sizi başladığı yere, sağ salim geri
götürmektir.
Motorunuzu
kendiniz yıkamakla mükellefsiniz. Üstelik gözünüz kapalı motoru söküp, takacaksınız
altınızdaki beygiri, zaten kaç beygir ki !
Hiç
ummadığınız kişiler bu motorları kullandığından, şaşırmayın, inanılmaz tevazu
sahibidirler.
Hedefleri……………;
5 -4-3-2-1……..önce gelen otursun ( EGO )
Arkada
bıraktıkları ; Tertemiz bir ev : )
Fiyatları……………….;
Korkmayın, alın ,seyahatlerınız ve temizlik daha fazla tutar !
Chooper
/ Crusier ( cc konusunda merakınız olmasın , üzülürsünüz )
Ve
Tanrı Chooper / Cruiser motorlarını yarattı!
Yoldasınız
motorunuzda ve benzincide şans eseri bu motor yada gruplara rastladınız.
Şiddetle
tavsiye ederim ki; başınız başka yere baksın, hatta önünüze!
Bir
düzine motorun sesinde boğulmak istemiyorsanız, inin motorunuzdan ve uzaklaşın.
Gereksiz
geyiklere zaten izin vermezler, siz de bulaşmayın derim…
Bir
sanatçının elinden çıkmış gibi baştan sona doğru tam sanat eseridir bu sınıf..
Çizgiler,
göstergeler, renkler, kromajlar, korumalar, çantalar, hele farların o muhteşem
duruşu…
Egzoz
, egzoz olalı bu kadar zulüm çekmedi. Sesi duyan kim varsa, bakar….sonrasında
ne der bilemem artık !
Anlarız
sesten, gelenin Chooper olduğunu ve kenara çekiliriz.
Ah,
bir de sesi kadar hızında yüksek olması ne güzel olurdu ama Tanrı, kadında bile
güzel olan ne varsa hepsini bir kadına vermiyor. : )
Bu
sınıfa girecekseniz eğer, hemen harcama yapmaya başlayabilirsiniz.
Önce
T-shırt alarak ilk adımı atınız, üstündeki logosu büyük olsun ki, aidiyet
duygunuza hitap etsin. ( bende istıyorummmmmm )
Sonrası
hızla gelir; gerçek deriden olacak her bir detay !
Yelek
, mont, pantolon, eldiven, kask ( USA da var ), çizme, bileklik gerçek deriden,
unutmayınız.
Üstüne
büyük çerçeve gözlüğü, büyük kadran saat ve mümkünse renkli bandana….
Hatırlatmak
isterim ki; arkada bağlı bulunduğunuz grupla ilgili “logo”nuz yoksa,
üzgünüm mümkünse gece tek başınıza çıkın! Kimse görmesin…
Bunların
çok önemli olduğunu unutmayın lütfen yada bu sınıfa girmeyiniz.
Hatta
aksesuar işini bitirin, sonra motorunuzu alın derim, paranız artmışsa!
Birde
“custom” olayı var ki; bunları imal etmek için Güzel Sanatları
bitirmeniz, kullanmanız içinde en az bir kere içeri girip çıkmanız
gerekirmiş….
Aylarca
emek verilerek, tamamen şahsa özel, göz nuru o kadar güzel motorlar yapıyorlar
ki, alın evinize koyun motorunuzu daha iyi, gözü var, nazarı var….
Hedefleri……………;
Aldıysanız, artık üstü yok, gerekte yok !
Arkada
bıraktıkları ; Bira şişeleri
Fiyatları……………..;
Donanımınız asla bitmeyeceğinden sonsuz harcamayı göze alınız.
Süper
Sport / Racing / Naked ( Çıplak ) ( cc 600-1400 )
Ben
motorcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim…
200-312
km hızla giderken, aklınıza hiç ama hiç bir şey gelmez.
Birinci
vitesle bile 100+ km/sa hızlara çıkıyorsunuz, sonrası size kalmış.
Bir
tespit yapalım mı;
Lamborghini
Huracan Spyder 610 hp……..; 0-100 km/s hızlanması 3.4 saniye….
2015
model Racing 200 hp olanlardan….. ; 0-100 km /s hızlanması 2.9 saniye…
Evet,
sadece teknik farkı yazdım, fiyat farkını siz de tahmin ediyorsunuzdur.
Sadece
yola konsantre olursunuz motoru kullanırken, durup, indiğinizde bedeninizdeki
her organınız çığlıklarla ;
–
Hayattayız, diye sevinç içinde daha düzenli ve organize çalışır.
Kanınızdaki
bütün değerler, olması gereken seviyedirler.
İşte,
sırf bu yüzden race sınıfı sizi yaşlandırmaz, gözlem yapın, hak vereceksiniz.
Sabah
erken İstanbul’da hadi Bursa yapalım derken, akşam Çeşme’de balık yerken
bulursunuz kendinizi. : )
Size
telefonda gelen ilk tepkiler genelde şöyledir ;
–
Sen, delisin…
–
Allah seni bana bağışladı..
–
İlişkimizi gözden geçirelim…
Tanrı’ya
en yakın sınıf, işte bu sınıftır. : )
Seleye
bindiğinizde, altınızda sadece motorun kendisi vardır . Teknoloji adına ne
varsa, onlar size güven verir ve siz ilk vites ile artık siz değilsiniz.
Motorunuzun bir parçasısınız, ruhunuz gözlerinizdedir, parmaklarınız ile
beyindeki nöronların ilişkisi ışık hızında çalışır.
Önünüzdeki
5 kilometreyi görebiliyorsanız eğer, işte o an Nirvana dedikleri yere varmaya
sadece birkaç saniyeniz var….
Hiç
bir sınıfta olmayan giyim tarzına da sahiptir, üstelik…
Günlük
kullanımda, montların üzerindeki renkli marka logolar, etiketler, isimler ve en
renkli kasklar / eldivenler / çizmeler hepsi bu sınıfta…
Yarış
için satılanlarsa, anlatılmaz, giyilir.
Bebekken
giydiğimiz tulumların hemen hemen aynısıdır, tek farkı deriden olmasıdır.
Çocukluğunuzu
yaşamak için , bundan güzel fırsat olmaz.
Sıkı
bir blue jean, class bir mont ve elinizde renkli, parlak kask ile girdiğiniz
yerde , o an tanıştığınız bir kadın, sizi gördüğünde içinden ne geçer ;
–
Uçmaya HAZIRIM , der…
Yanılmaz
da….
Alkolsüz
hayatta yeteri kadar adrenalin alındıktan sonra ortaya çıkan diğer özelliklerde
şunlardır ;
–
Kısa cümlelerle konuşursunuz
–
Hayatı daha çok seversiniz
–
Zekanız delilik sınırında olduğundan, daha yaratıcı olursunuz
–
Aşk konusunda daha cesursunuzdur
(
Size eşlik eden artçınız var ise, her molanızda ona sık sık sarılın, Can’ını teslim
ediyorsa size, O kadın işte O kadındır, sizde hayatınızı teslim
edebilirsiniz…. )
Diğer
her sınıftaki her sürücüyle selamlaşan, race grubudur, neden mi ;
–
Lastiklerin yanaklarında asfalttan izler vardır da, ondan …
Hedefleri……………
; Hayatta kalmak
Arkada
bıraktıkları ; Sayısız kilometreler ve dua edenler
Fiyatları
………………; Asla ve asla akıllı bir adamın vereceği fiyatlar değil ama
kimin umurunda
Cafe
Racer ( cc hiç önemli değil )
Bu
motoru almak için sadece paraya ihtiyacınız yok !
Iyi
bir üniversite bitirmenizde yetmez…
Master,
doktora yapmışsanız belki ama asıl olması gereken ;
–
Aristokrat bir aileden gelmeniz gerekir
–
Karizmanız, üstünüzde yakışması lazım
–
Entellektüel birikiminiz fark edilmeli
–
Cool sıfatı size ait olacak
–
Markalar konusunda derin bilgileriniz olsun
–
Bilinen sokak bar ve cafelerde bilinen bir kişisinizdir
–
Kolleksiyonersizdir
Bu
sınıftaki motoru ince kravatlı, tek renk takım elbise ile kullanabilirsiniz,
asla ters olmaz.
Ayakkabınız,
çorabınız, saatiniz, delikli eldivenleriniz, deriden kaskınız ( başka hiç bir
sınıfta takamazsınız ), ve şahane yine bu motorda kullanılan gözlüğünüzle, sizi
motorunuzla başbaşa bırakalım, artık…. ( sakalınızı kestiniz umarım )
Tabi
ki, bu tarzla hafta arası plaza daki işinizden çıktınız…
Bunun
birde hafta sonu var ki, tadından yenmez ;
Kask
ve gözlükte değişim yok ama yine bu motorculardaki deri, ince çizgili montunuz,
klasik bir çizme üstüne giyilen, ’70 lerin tarzı bluejean sizin maceracı
ruhunuzuda ortaya koyar.
İsviçre
/ İtalya sınırındaki Göller bölgesinde ki parkurunuz, dünyaca ünlüdür .
Size
orada eşlik edecek, amblemleri paha biçilmez bu iki tekerleri kabul edelim ki
gercekten özel bir sınıftır.
Ilk
imal edildiği zamanlarda, gerek yarışlarda, gerek uzun seyahatlerde kullanıldı.
Çok
sayıda filmlerde kullanıldı, ama sonra ne olduysa oldu, çok ayrıcalıklı bir
yerde kendini hala koruyor bu tarz….
Çocuklarımıza
hatta , torunlarımıza miras bırakabileceğiniz bir tarz motor !
Meraklısına
; Distinguished Gentleman’s Ride
Hedefleri…………….;
Budur !
Arkada
bıraktıkları..; Sessizlik !
Fiyatı
…………………; Cash !
Gezi
( Touring ) / Sport Gezi ( bu sınıftaki cc ler 4 x 4 lerde bile olmayabiliyor )
Bakın,
bu sınıf aslında motor değil ama iki tekerden dolayı motorcularda satılıyor.
Belki
de, emlakçılarda satılması gerekir !
Aldığınız
motor ; Deniz görüyor, merkezi ısıtma, güvenlik var, merkeze 5 dakika , % 30
peşin geri kalan mortgage sistemiyle 5-10 senede ödeyebilirsiniz.
Eşinizle
alışverişe gidebilir, spor yapabilir, seçkin kişilerle komşu olabilir, Exlusive
partiler verebilir, geceleri çok ışıklı ortamlarda bulunabilirsiniz.
İşte
bu sınıf, toplumda sınıf kavgasına sebep olmuştur .
Bir
ev mi alayım, lüks bir sedan mi, yoksa çocukları koleje mi yollasam… Ya da bu
motordan mı alsam, derseniz, işte kavga buradan çıkıyor.
Size
yol göstereyim ;
–
İstanbul’da bir kaç AVM var ki, New York’ta bile yanyana göremeyeceğiz
markalardan önce kendinize ve eşinize mutlaka, sadece içinize giyecekleri
alarak, ilk zevki tadın, derim.
–
Bu AVM lerin çevresinde muhakkak bu motorları satan Show Roomlar vardır.
–
Çok ama çok güzel olan Show Roomlar da, hayatınızda yeni bir sahıfe açıldığını
bilin.
–
Size özel odalarda, çok profesyonel satış danışmanları tarafından, motorunuzun
anlatmakla bitmeyecek özelliklerini aktaracaklar.
–
Ola ki vazgeçtiniz! O zaman size aynı markanın otomobilini satarlar…Onu da
almadınız ! O zaman size aynı markanın bisikletini sunarlar, bir bakarsınız,
elinizde makbuz : )
Size
, beğendiğiniz motoru teslim anında öyle davranıyorlar ki; sanki yıllar
öncesinde, bir ülkede bıraktığınız çocuğunuza kavuşacak kadar
duygusallaşıyorsunuz.
En
az toplam 340 kg demir, karbon ve plastik için, ne bu tören Tanrı’m !
Hayırlı
olsun… Umarım eşiniz yanınızdadır, bu an bir daha kim bilir ne zaman olur …
Diğer
tüm motor sınıfların kör edercesine baktığı, dokunabildiği motora az sonra
bineceksiniz.
Gezi
sınıfındaki motorda aklınıza gelen, gelmeyen herşey mevcut, evinizde ne varsa
sizi rahat ettiren, işte onlara bir kez daha sahip oldunuz.
Vitesleri
değiştirdiğinizi bile anlamadan, ilk seyahatiniz Alexandroupoli’ye olması
adettir .Oranın şahane mezeleri ile eşinize özel bir gezi iyi gelecektir.
Yolda,
artçınız siz motor kullanırken, manikür yapabilir, sosyal medyaya girebilir,
fotoğraf çekebilir, hatta siz ona en sevdiği sanatçıdan müziği 1 km çapındaki
herkesle beraber dinletebilirsiniz .
Motellerde,
benzincilerde size bakışlar rahatsız etmesin, alışmalısınız…..
Hedefleri
…………..; Üstü yok ki, hedef olsun : )
Arkada
bıraktıkları ; Finansal hizmetler, sanayi, sosyal çevre
Fiyatları
…………….; Alan kişiye sormayınız, satan kişide söylemez
Evet
;
Yukarıda
yazmaya çalıştığım motor sınıflarının özelliklerini, gerek fabrikalar gerek
local markalar mükemmel derecede dizayn ve tekniklerini birleştiriyorlar ve
ortaya farklı fonksiyonlara hitap eden motor tipleride çıkartabiliyorlar.
Yazımın başında da belirttiğim gibi, motosiklet motosiklettir !
Ister egolarımıza, ister spor isteğimize, ister aşkla bağlanmamıza sebep olsun,
CC leri ne olursa olsun, kullanan herkesi gönülden kutluyorum.
Otomobil kullanan herkesi içimize davet ediyorum, gelin beraber keyfini
çıkartalım, gelmediğinizde bize gıpta ile bakıp, üstümüze gelmeyin ama….
Güvenlik adına yapılması gereken ne varsa yaptıktan sonra, risk olmadığını
sizde biliyorsunuz.
Hangi sınıfta olursak olalım, aslında bana göre ortak paydamız ; Özgürlük…
Yaşamımızda da , elimizdeki en önemli olan değer de budur ; Özgürlük…
Geride ne varsa, bunun keyfini yaşıyoruz, yaşatıyoruz.
Sevgilerimle ve saygılarla….