Menu
in ,

RD Scrambler

Suzuki GN250’nin bir scrambler’a dönüşüm hikayesi

Bu yıl Şubat ayında yapılan motosiklet fuarında onca yeni model salonu doldururken, motosiklet kullanıcıları için özel olarak üretilen korumalı kot pantolonlarıyla tanıdığımız Riderdenim’in standında duran yakışıklı scrambler özellikle ilgimizi çekti. Kot kumaş kaplı deposuyla bulunduğu stantla güzel bir uyum sağlayan bu özel yapım motosikletin yaratıcısının kim olduğunu merakla sorduğumda ise, aldığım Retro Art Custom/Serkan Ünverdi cevabı karşısında açıkçası pek de şaşırdığımı söyleyemem. Fuar merkezinde yalnızca bizim değil, yanından geçerken kendisini bakışlarıyla süzen kalabalığın da son derece beğenisi toplayan RD Scrambler’ın hikayesini, şöyle anlatıyor Ünverdi: “Her şey Riderdenim’in sahibi olan Timur Aksüt’ün atölyeme gelerek şehir içinde de kullanabileceği ikinci bir motosiklet istemesiyle başladı. Hafif, pratik ve retro tarza sahip bir motosiklet olmasını istiyorduk, bu amaçla başladığımız arayışın ardından Suzuki GN250’nin istediğimiz özellikleri karşılayabilecek teknik yapıya sahip bir motosiklet olduğuna karar verdik. Motosikletin gündelik hayatta da kullanışlı olabilmesi başlıca önceliklerimizden birisi olduğundan, motosiklet için scrambler tarzını kullandık.

 

 

 

 

Tasarım aşamasındayken fuar zamanı da yaklaştığından motosiklet üzerinde Riderdenim markasından izlere yer vermek istedik. Yaptığım her motosiklette olduğu gibi RD Scrambler’ın tasarımındaki detaylarda da benzer örnekler olmamasını, tamamen kişiye özel olmasını istiyordum.” Cruiser tarzında yapıya sahip olan Suzuki GN250’yi bir scramblera dönüştürmek için Ünverdi’nin üstesinden gelmesi gereken ilk mücadele, depo ve selenin aynı çizgiyi takip etmesini sağlamak olmuş. Bunun için arkaya doğru eğimli olan GN250 şasisinin üzerine ek konstrüksiyon yapılarak selenin yere paralel şekilde konumlandırılması mümkün hale gelmiş. Yine orijinalinde yukarı doğru açılı duran depo, seleyle aynı çizgide duracak şekilde yeniden yerleştirilmiş. Özellikle sele ve deponun oluşturduğu gövdenin düz yapısını desteklemek için standart amortisörler çıkartılarak daha uzunları takılmış. Ön süspansiyonların milleriyle de oynanarak motosiklet nihayet arzu edilen geometrisine kavuşmuş. Suzuki’nin arka çamurluğu yalnızca bağlantı noktaları değiştirilerek yeniden kullanılmış.

Elbette bir Cadillac için geriye uzanan kuyruk neyse bir scrambler için de yükseltilmiş ve bacak altından geçen egzoz odur. Bu sebeple motor bloğuna uygun olan manifold temin edildikten sonra RD Scrambler’ın susturucusu ve koruması Serkan Ünverdi’nin el işçiliğiyle yaratılmış. Üzerinde el emeği olan diğer parçalar ise alüminyum oval numara plakası, ön çamurluk, yan çanta demiri, far koruması ve karter koruma gibi motosikletin görünüşünü destekleyen öğelerden oluşuyor. Motorun restorasyonuna gelirsek; GN250’nin bloğu öncelikle bir bakımdan geçtikten sonra silindir petekleri taşlanacak biçimde siyaha boyanmış. Şasi ise motosikletin sol tarafında estetik anlamda olduğu kadar pratik anlamda da yararlı olan askeri mühimmat kutusuyla uyumlu olarak haki yeşile boyanmış, siyah ile yeşilin uyumundan doğan son derece erkeksi ve doğal bir görünüm yakalanmış. RD Scrambler’ın belki de en dikkat çekici ve motosiklete kişiliğini veren parçası, kot kumaş kaplı deposu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu deponun kaplaması Timur Aksüt’ün terzisi tarafından özel olarak dikildikten sonra Serkan Ünverdi tarafından işlenmiş. Benzer şekilde, kanyak renginde dana derisi ile kaplanan selenin fitilleri de depo ile uyumlu şekilde kot kumaştan yapılmış. Jantlar ve jant göbekleri de toz boya ile kaplanarak scrambler ruhuna yakışan ciddi görüntü tam olarak yakalanmış. Son aşama olarak elektrik tesisatı ve yeni yerleştirilen egzoz sebebiyle yapılan karbüratör ayarından sonra RD Scrambler gerek şehrin gerekse de kasaba yollarının tozunu attırmaya uygun hale gelmiş. Serkan Ünverdi bu yakışıklı projesi ile ilgili son olarak şöyle diyor: “GN250’den bile bu tarz bir motosiklet yaratılabilir. Yeter ki bir miktar yetenek, doğru hazırlık, bilgi, bütçe ve motosikletin son halini görmenizi sağlayan hayal gücü olsun. Bu konuda en sevdiğim film sözü: “Victory loves preperation.” olmuştur.” RD Scrambler son derece şık duran özgün tarzı ve aynı zamanda kullanışlı olması sebebiyle gerek fuarda gördüğü ilginin, gerekse custom sayfasında yer almanın hakkını fazlasıyla veriyor. Retro Art Custom’ın bir sonraki çalışmasını görmek için şimdiden sabırsızlanıyoruz.?

Cevap bırakın