Antalya Kemer’de her yıl düzenlenen Sea to Sky “Dünyanın en zevkli extreme enduro yarışı” olarak tanımlanıyor ve Kemer’in müthiş sahillerinden başlayıp Olimpos Dağı’nın zirvesi olan 2.365metre yükseklikte son buluyor. Antalya’nın eşsiz güzelliklerinin tam kalbinde yer alan bu yarışı sizler için yerinde takip ettik.
K emer ilçesine giriş yaptığımızda sanki tüm şehir yarışın havasına bürünmüştü. Yarışa pek çok pilot katılıyordu ve Redbull sporcularını bir kenara bırakırsanız sadece katılan yerli yarışmacılardan bile bir yarış organize edebilirdiniz. Buna ek olarak yerel halkın ilgisi beklediğimin çok ama çok üzerindeydi. Yarışların rotası öyle “Markete gidiyorum, yol üzerinde yarış varmış bir uğrayıp bakarım” denebilecek tarzda bir yerde değildi ve insanlar ailelerini alıp sadece yarışı izlemek için çıkıp gelmişti. Bu beni gerçekten mutlu etti. Birinci gün plajda bir özel etapla geçilecekti. Halkın ilgisi gerçekten yoğundu. Johnny Walker bir Grand Slam peşindeydi ve bu yarışı kazanması cidden önemliydi.
Sabah yapılan sıralama turlarında Walker en hızlı süreyi attı ve ilk sırada başlamaya hak kazandı. Yarış parkuru cidden çok kırıcıydı. Bizim bulunduğumuz yerin hemen önünde kayalar vardı ve buradan geçmeye çalışan yarışçıların çoğu kayalara motosikletlerini çarparak egzoz salyangozlarına ve hatta yakıt yollarına hasar verdiler. Düşen yarışçıların koştur koştur vaziyette motosikletlerini düzeltmeye çalışmaları ve bazen pilotların birbirlerine yardım etmelerini izlemesi eğlenceliydi. Johnny Walker, Andreas Lettenbichler ile dirsek dirseğe iki tur boyunca yarıştı ve parkurun çok dolu olmasını fırsata çeviren Walker arayı açarak birinciliği garantiledi, birinci günü lider olarak tamamladı. Lettenbichler’in küçük hatasını fırsat bilen Jarvis ise ikinciliği Alman pilotun elinden almayı başardı. Grand Slam yapması için çok büyük bir adım atan Walker ikinci gün için de favori olarak gösteriliyordu.
Sahil Yarışının ardından Homero Diaz
İkinci gün yapılacak olan “Orman Yarışı” için sabah otelimizden ayrıldık ve start noktasına doğru yola çıktık. Start noktası mahşer yeri gibiydi. Toplaşan insanların sebep olduğu bir kaos durumu mevcuttu. Startlar verildikten sonra bitişe doğru hemen harekete geçtik ki, ilk gelen yarışçılara yetişebilelim. Sürücüler çok hızlı olduğu için onlardan önce varabilmek için start verildiği gibi yola çıkmalıydınız. Bitiş noktasına ulaştık ve birinci olarak kim gelecek diye beklemeye koyulduk. Uzaklardan Wade Young gözüktü. Ne yalan söyleyelim, Jarvis ya da Walker gelecek diye bekliyorduk. Hatta Jarvis bitiş noktasında stoppie yaptığı için GPS’i birkaç saniye geç okutuldu. Bu hareketi yüzünden Jarvis’in ikinciliği kaybettiğini düşünüyoruz. Yarışın ne kadar yakın olduğunu anlatmak için size Jarvis’in Walker’dan sadece 2 saniye arkada olduğunu söylememiz yeterli olacaktır.
Bu sıralama son ve en önemli yarışta alınacak galibiyeti Walker için çok önemli bir hale soktu. Halkın ilgisi yine muazzamdı. Sadece start noktasında değil fotoğraf çekilebilecek her ?Sahil Yarışının ardından Homero Diaz yerde halkın ciddi boyutta bir ilgisi vardı. Antalya halkının motosiklet sevgisine hayran olmamak mümkün değil. Jarvis start sırasında motosikletini stop ettirince “tamam” dedik “bu iş Jarvis için bitti.” Uzun bir yolu kat ettikten sonra Olimpos dağının tepesine çıktık. Acaba kim birinci olacak diye aramızda konuşurken bir de baktık ki Jarvis karşıdan tam gaz finişe doğru geliyor. Jarvis yavaş startına rağmen parkurda temposunu artırarak Young ve Walker’ı yakalamayı başarmış ve onları geçmek için bir kumar oynamış. Pitstop noktasında durup yakıt almayarak gazı açmaya devam eden Jarvis, bitişe ulaşan ilk isim oldu. Onun hemen ardından Wade Young geldi ve ikinci oldu. Üçüncülüğü ise Alfredo Gomez elde etti. Jarvis, bu birinciliği ile Walker’ın Grand Slam yapmasını engelledi ve Sea to Sky’ı kazanmış oldu.
Yarıştan hemen sonra Johnny Walker’ın yanına gittim ve bir röportaj yapmak istediğimi belirttim. Kendisi beni kırmadı ve röportajımızı gerçekleştirdik:
Alişan Fidan: Yarış senin için nasıl geçti?
Johnny Walker: Aslında iyi bir start aldım. Başlangıçta çok hızlı gidiyordum ama kayaların olduğu yerde dirseğime bir darbe aldım. Biraz ağrı hissediyordum ve bu sebeple limitlerimin %100’ünü kullanmayarak enerjimi saklamaya çalıştım. Jarvis’i takip ettim ama sonuçta o beni geçmiş oldu.
A.F.: Bu yarıştaki sonucundan dolayı Grand Slam’i kaçırmış oldun, bununla ilgili duygularını öğrenebilir miyiz?
J.W.: O kadar da şikayetçi değilim, çünkü güzel bir sezon geçirdim. Toplamda beş adet yarış kazandım. Bundan sonra önümüzdeki kış sezonuna ve kapalı salon yarışlarına odaklanacağım.
A.F.: Hard Enduro sporunun dünya üzerinde şu an geldiği konumu ve seyircilerin ilgisini nasıl görüyorsun?
J.W.: Spor gittikçe büyüyor ve her yıl katılımcı sayısının arttığını kendi gözlerimle görebiliyorum. Ben Graham’ı takip edebilmek için bu spora başladım ve şimdi arkamızdan Wade Young gibi iyi isimler geliyor. Dolayısıyla bu sporun popülaritesi her geçen gün artıyor.
A.F.: Bu genç yaşınızda gelen popülarite ve başarı sizin omuzlarınıza çok fazla baskı uyguluyor mu?
J.W.: Baskıdan öte ben hep kendimi kazanmak için motive ediyorum. Bu motivasyon kendi içimden geliyor, yani dışardan gördüğüm baskıyla bir ilgisi yok. Popülarite bu sporun gelişmesi için çok önemli, o yüzden b undan şikayetçi değilim.