Yazar: Can Deniz
Sadece motosiklet sürücülerinin bilebileceği sinir bozucu bir liste… Okurken bile “En azından ben de biz olsa yaşadım” diyebilirsiniz.
1-Uzun süren giyinmeEğer kış mevsimi ise önce üst ve alt takım termalleri giymekle başlarız. Ardından termal üstü orta kat kıyafetimizi, sonra sürüş pantolonumuzu ve sürüş ceketimizi giyeriz.
Spor motosiklete sahipsek, doğal olarak arka ve yan çanta gibi kavramları bilmediğimizden sırt çantamızı takarız. Sıra baftadır, güzelce kafamıza geçiririz, ardından çıplak elle kaskı bağladıktan sonra eldivenlerimizi takarız. Veeeee en son motosiklet anahtarınızın, ceketinizin fermuarlı cebinde olduğunu fark edersiniz. Eldivenleri çıkarmadan anahtarı alamazsınız, bu arada komşunuz gideceği yeri, arabasıyla yarılamıştır bile…
2-Sizi deli eden ufak bir boşlukSonunda, tüm korumalı kıyafetleriniz ile yollara hazırsınız. Motoru çalıştırıp yola çıktığınız anda, “O da ne?” Eldiveninizin ufacık bir bölümünü, olması gerektiği gibi kapatamadığınızı fark edersiniz. Zaten hangi yolculukta “her şey tamdır ki?”, diye söylenmeye başlarsınız. Aklınız devamlı, o havanın girdiği kısımdadır. En iyisi durup düzeltmektir ama üşenip devam ederseniz, vardığınız yerde bileğinizin hava yiyen kısmını hissetmeyebilirsiniz, tercih sizin.
3-Kaska çarpan kask kayışıSonunda kaskın kayışını bağlamışsınızdır fakat o küçük kırmızı uç kısmını olması gerektiği gibi içine doğru bağlamadığınızı fark edersiniz. Bu küçücük kısım, yol boyu kırbaç gibi kaskınıza çarpıp sinirinizi bir hayli bozacaktır. En iyisi mi, durup düzeltmek, yoksa yol boyu kendinize ve kask kayışınıza söylenmekten konsantrasyonunuzu bir türlü toparlayamazsınız. Gideceğiniz yere 10 dakika geç gidin ama sonunda ulaşın!
4-Böcek mi? Mis gibi dağ yollarındaki virajlarda yüzünüzde bir gülümseme yolculuğun tadını çıkarırken, o da ne? Devasa boyutlarda bir böcek, koca doğada başka yer yokmuş gibi hızla gelir ve vizörünüzün en önemli görüş noktasına çarpıverir. Tam görüş alanınızı kapattığı için “Oldu mu şimdi bu?” diye söylenmeye başlarsınız. “Eldivenle silivereyim” derseniz, ilk çarpma anından daha da kötü bir manzara oluşacağını bilin. Üşenmeden kenarı çekip, kaskınızı temizlemeniz, yapılacak en akıllıca hareket olacaktır.
5-Kaskın içinde ansızın gelen kaşıntı hissiKaskın çene kapama şeridini hallettiniz. Tam her şey tamam derken, kaskınızın içinde tam kafanızın ortasında öylesine şiddetli bir kaşıntı hissedersiniz ki, kafanızı duvarlara vura vura kaşımak gelir içinizden. Çok sinir bozucu olduğunu kim bilir kaç kere tecrübe etmişsinizdir. Kaskı ileri geri hareket ettirmeyi çözüm sanırsınız ama kaşıntıyı daha da arttırmaktan başka bir işe yaramaz.
6-Kramp mı? O da ne?Bir süredir yoldasınız ve ayaklarınızı peglerden bir süreliğine rahatlatmak için çektiniz. Tam o sırada, rahatlama yerine ağrıyan yeri tetikleyen bir kramp hissettiniz. O anda, sadece iki ayak üzerinde kalkmak sizi rahatlatabilir. Bu da 100 km hızla giderken biraz ustalık isteyen bir iş olabilir. Ya bir süre durup biraz yürüyüp ayaklarınızı açarsınız ya da konsantrasyonunuz bozuk ağrı dolu bir yolculuğa katlanırsınız.
7-Hava muhalefeti mi yoksa “oynadığınız kumar” mı demeliyiz?Biraz da olsa yağmur yağmaya başladı bu yüzden su geçirmeyen müthiş yağmurluklarınızı giymeniz lazım. Ama bir mola daha vermenin, hem sizi geciktireceğini hem de akıl sağlığınıza pek iyi gelmeyeceğini hissettiniz. O yüzden bir kumar oynayıp daha da fazla yağmayacağı umuduyla yola devam etmeye karar verdiniz. Fakat sonunda hedef noktaya vardığınızda, Yağmur Ormanları’ndan çıkıp gelmiş bir turist gibi görünmekten kaçamazsınız…