Yazar: Motoron Arşiv
Scooter’in trafik içindeki kıvraklığı, seri hareketleri, trafik tıkanıklığın aldırmadan ilerleyişi karşısında kayıtsız kalmayıp hiçbir deneyiminiz olmadığı halde sürücü belgesi alıp scooter sahibi olduysanız. Ders başı yapma zamanı geldi demektir.
Benim az çok tecrübem var demeyin, burada ele alacağımız konulardan herkes yararlanabilir. Sürüş teknikerini aktarmadaki amacımız, motosiklet kullanıcılarının daha iyi ve daha güvenli birer sürücüye dönüştürmek.
Doğru Konumlanma: “Yaklaşmaya” bağlı klasik çarpışma nasıl önlenir?
Her sayımızda size motorların sokaklarımızda her gün yaşadıkları kazaların önemli bir kısmını da teşkil eden ve şehir trafiğinde ortaya çıkan bir veya daha fazla alışıldık durumu ele alacağız:
Bunlar sık sık meydana gelen ve birçok örnekte de göreceğimiz gibi bir dizi temel önlemlerle sonuçlarının önlenmesi veya minimize edilmesi mümkün olan olaydır. İstatistiklere baktığımızda her üç motosiklet kazasından motor sürücüsü için söz konusu risk durumunun yaratılmasına neden olan bir otomobilin olaya karışmış olduğunu görüyoruz:
Temelden yola çıkmak gerekir, otomobil sürücülerinin kendileriyle birlikte sokakları paylaşan diğer kişilere daha fazla saygı göstermelerini beklemek yerine, komplike durumlardan sorunsuz şekilde çıkabilmek için gömlek kollarımızız içine saklayabileceğimiz birkaç “asımızın” olması gerekir. Buradaki iyi haber ise sadece bu asların varlığının mümkün olması değil, ancak iki tekerlek üzerinde gitmenin bize vermiş olduğu hareket özgürlüğü ve kolaylığının bize sorunlu durumlara girmeme veya bunları önleme ya da kaçınma anında çok daha fazla “silah” vermesidir. Diğer yandan aynı kolaylık, bizi çok daha fazla karmaşık durumlara sokabilir, bununla ilgili olarak “aksiyon halindeki” bir kuryeyi göz önüne almak yeterli. Sizi “daha güvenli bir sürürü” haline getirmek için yeni scooter’ınızdan veya motosikletinizden en iyi şekilde yararlanmanız konusunda yardımcı olacağız. Yıllarca iki tekerlek üzerinde seyahat etmiş, binlerce kilometreyi ardında bırakmış kişilerin deneyimlerini aktaracağız. Bir tehlike karşısında nasıl hareket edileceğini ve önceden bunu önlemenin nasıl mümkün olduğunu öğreteceğiz ve sizi risk durumlarından kurtaran “altıncı duyuyu” harekete geçirmenin herhangi bir “mistik” yönü olmadığını ve daha çok mantıksal bir olaya dayandığını göreceksiniz.
Motosikletteki birçok risk durumunun önüne iyi bir konumlanma ve diğerlerinin ne yapabileceğini her zaman dikkate alarak geçilebilir.
Otomobilde seyahat etmek çok basittir: herkes kendi şeridinde gider, önündekinin yaptıklarına konsantre olur ve hepsi bu kadardır. Motosiklet için bir “şerit” çok fazladır çünkü şeridin genişliğine üç motor sığabilir ve bu şekilde hangi bölümde duracağınıza siz karar verebilirsiniz. Genelde bu bölüm asla orta kısım olmamalıdır, çünkü burada önümüzde olanlara göre kaçacağımız çok az yer bulunur. Resimde motorun önde bulunan otomobile yaklaşması nedeniyle çarpışmanın meydana geldiği en tipik durumlardan bir tanesi bulunmaktadır: kırmızı motosiklet sürücüsü kötü şekilde konumlanmıştır çünkü önünde bulunan otomobile fazlasıyla yankındır; ve ayrıca şeridinde tam ortasındadır. Eğer otomobil aniden fren yaparsa, var olan az mesafe bize reaksiyon verme ve frenleme için yeterli zaman vermeyecektir. Böylece otomobile “çarparız” ve tam da şeridin ortasında olduğumuzdan dolayı kaçmak için gerekli manevrayı tamamlayamayız. Eğer mavi motosiklet gibi trafikte hareket etseydik, önceden iki avantaja sahip olurduk: birincisi, otomobile olan daha fazla mesafe bize reaksiyon verme ve frenleme için daha fazla süre verecektir. İkincisi ve daha önemlisi, daha iyi konumlanmış olacak ve küçük bir kaçış hareketi ile sol tarafından geçerek durmuş olan otomobilden kaçabilecektir. Konumlanma ve otomobilden kaçabilme daha önemlidir çünkü zemin otomobilden kaçmaya izin verecek bir frenleme için uygun olmayabilir: bu türde bir durumda otomobil frenleme yaparak kurtulabilir çünkü dört tekerleği bloke ettiğinden dolayı dengesini kaybetmez, ancak motosiklette ani şekilde frenleme yapmamak gereklidir çünkü yere kapaklanma ihtimali vardır. Bu türdeki durumlar ile ilgili olarak son bir gözlemimiz şudur: bakışımız ile sadece önümüzde olan aracı değil, ancak bunun önündeki trafiği de kontrol etmek çok önemlidir.
Otomobiller arasında yaklaşma nedeniyle meydana gelen çarpışmaların çoğu arkadaki sürücünün normalden fazla yakınlaşarak önündeki otomobil nedeniyle “hipnotize” olması ve bir konvoyun oluşmuş olması nedeniyle öndekinin frene bakmakta olduğunu fark edememesidir. Motosiklette daha yüksekte olma ve daha serbest olma avantajına sahibizdir: risk durumlarını önceden tahmin edebilmek için önümüzdeki otomobilin önündeki trafiğe bakabiliriz ve bakmalıyızdır da. Önünüzde fren yapan kişinin genellikle “kurallara karşı” bir şey yapmadığını (bu konuda emin olunuz: bu tür durumlarda her zaman arkadan gelen suçlu olur) ve sizin bunu öngörmeniz ve bunu önlemek için iyi bir şekilde konumlanmanız gerektiğini unutmayınız.
Unutmayınız…
.Asla önünüzdeki otomobile fazlaca yakın seyretmeyiniz.
.Bir sonraki manevraya hazırlanmak için bütün şeridinizi kullanın.
.Her zaman bir kaçış yolu öngörürüz.
.Daima önünüzdeki trafiğe, uzağa bakınız.
.Motosiklette bir frenleme bir çözüm DEĞİLDİR.
Geçişimizi kesmelerini nasıl önleriz?
Bir dönüş yapmak için uygun şeritte konumlanmış olmamız gerektiğini tümümüz bilse de, gerçekte çoğu kereler orta şeritten sola ve sağa dönüş yapan veya ancak bir motosikletin geçebileceği şekilde kötü bir biçimde park edilmiş olan otomobillerin arasında motorumuz ile hareket bizim yolumuzu kesen motosikletlere rastlarız. Bu durumun neticesi motorumuzun genellikle otomobilin yan tarafa vurması olacaktır. Bunu önlemek, açıkçası, otomobil sürücüsünün geçiş hakkı istemesi (dönüş sinyali vermesi) ve manevrayı gerçekleştirmeden önce serbest geçişin olup olmadığını (bakma) kontrol etmesi ile gerçekleşir, ancak bunun kendilerine zor gelmekte olduğu ve sokaktaki yaşantımıza heyecan katmayı tercih ettiklerini biliyoruz.
Bu türdeki çarpışmaları önlememiz bizim öngörümüze bağladır: eğer sağ şeritte gidiyor ve solunuzda otomobiller varsa, geçmekte olduğunuz sokakların sağa doğru dönüşe izin verip vermediklerine dikkat gösteriniz, çünkü çarpışmaya neden olacak şekilde dönüş yapanlar olabilir. Aynı şekilde alışveriş merkezlerinde veya otoparklara girişlerde de dikkat gösteriniz: sağa doğru geçişe neden olan, bu nedenle de sizin yolunuz kesen her bir durum ile ilgili olarak dikkatli olmanız gereklidir. Bu türdeki durumları engellemek için, uyanık olmanın ve diğerlerinin hareketlerine dikkat etmenin ötesinde yapılabilecek başka şeyler de vardır: daha önceden de hazır olarak reaksiyon sürenizi azaltabilirsiniz. Bir veya iki parmağınızı daima fren kumandalarında tutunuz, daima bu şekilde sürmeye alışınız, veya özellikle çevrenizde trafik olduğunda böyle davranınız, çünkü parmağınızı fren kumandasına götürene kadar geçen zaman frene basma ve frenlemede gecikmeye neden olur. Ve ayrıca başparmağınız kornaya basmak üzere hazır olarak durmalıdır: çünkü sürücüler bize bakmazlar (bu nedenle “sizi görmeyeceklerdir”) ancak bizi duyarlar, kornaya hızlı bir şekilde “dokunma” eğer zamanında yapabilirse sizi kurtarabilir ve artık bu arkadaşlarınıza anlatabileceğiniz bir hikaye haline gelebilir.
Defansif sürüş.
Daima dengeyi aramak gereklidir, ancak daha da önemlisi karşı tarafın manevralarını ön görmektir. Otomobillerin içine bakınız, sürücünün başının hareketleri bize bu kişinin tartışmakta veya dikkati dağılmış bir şekilde olup olmadığını, örnek olarak cep telefonu ile konuşuyor olup olmadığını gösterir, bu tür bir durumda defansif ve fazlaca marj bırakarak hareket etmek gerekir.
Ofansif sürüş.
Korku iki tekerlek için uygun bir dost değildir, bazen zamanında gaz vermek bizi hoş olmayan bir durumdan kurtarabilir. Bir tehlikenin yakınlaştığını anladığımızda, son ana kadar soğukkanlılığı korumak bir düşüşün neticelerini büyük ölçüde azaltabilir. Daima geniş güvenlik marjları ile sürüşte bulununuz ve çeşitli çıkış yollarını daima göz önüne alınız. Sürüş kursları veya arazi motosikletinde deneyim kazanmak daima büyük yarara sahiptir.
Aynalar.
Konumunuzu daima trafiğe göre konumlandırınız. Scoteer’da, trafiğin geri kalanından daha yavaş şekilde hareket ettiğinizde, arkamızdan gelenleri görmek için bir gözümüzün dikiz aynasında olması önemlidir. Birçok otomobil sürücüsü daha yavaş bir motosiklet sollamaya başlamadan önce çok az bir marj bırakır veya sadece sol şeride kısmi bir şekilde geçerler.
Unutmayınız…
.Çevrenizde trafikte bulunanların hareketlerini öngörürüz.
.Diğerlerinin muhtemel yoluna mümkün olduğunca yerleşmeyiniz veya geçmeyiniz.
.Bir dörtyol ağzına yaklaştığınızda muhtemel bir dönüşün meydana gelmesine karşı çok dikkatli olunuz.
.Bir parmağınız frende ve diğeri de kornada daima hazır tutunuz.
.Asla diğerlerine güvenerek trafikte hareket etmeyiniz: daima güvenmeyiniz.
Trafik ışıklarında size erişmelerini nasıl önlersiniz?
Diğer resimde bu durumun bir “çeşidini” göstermek istedik, bu durumda “birilerinin kötü bir şey yapmasını” beklenirken öngörü yeteneğine sahip olmak büyük bir öneme sahip olmaktadır: bir trafik ışığında durduğunuz her keresinde, özellikle tek başınıza iseniz ve trafiğin geri kalanı sizin arkanızda uzakta ise. Asla, asla fren yapmayınız ve şeridiniz ortasına konumlanmayınız. Birinci olarak, şeritlerin orta kısmı, trafik ışıklarının yakınında, arabaların ve kamyonların motorlarından damlayan yağ kalıntıları nedeniyle en kirli yerlerdir, öyle ki frenlemenin son metrelerinde bir patinaj yapmak işten bile değildir. Bütün bu nedenlerle (zeminde bulunan yağ, gres ve pislik) ışıklarda büyük ödüllü bir yarışın son virajındaymışçasına frenlere asılmayınız. İkincisi ve bundan daha önemlisi şeridin ortasında olmanız halinde gerektiğinden daha hızlı giden otomobili ile kontrolünü kaybetmiş olan veya çok dalgın bir biçimde ışığın kırmızı olduğunu fark etmemiş bir sürücünün tam da yolunun ortasında olmanızdır. Ne yazık ki bu epeyce sık meydana gelen bir olaydır ve yine ne yazık ki bir motosiklet sürücüsünün yaşayabileceği en kötü çarpışmalardır bunlar. Birincisi beklenmedik şekilde meydana gelirken, ikincisi ise arkadan olan çarpışmalar olmaları nedeniyle sırt, boyun ve başta kötü yaralanmalara neden olurlar. Bir trafik ışığına geldiğinizde, duruma göre sola ve sağa olmak üzere bir şekilde kendinizi izole ediniz: bu şekilde eğer dikkati dağılmış bir sürücü gelirse, sizi de önüne katmadan yoluna devam edecektir.
Güvenli motor, güvenli sürücü
Ne kadar dikkat gösterirseniz gösterin, eğer motorunuzda herhangi bir sorun varsa sadece bir risk durumunda zamanında reaksiyon veremeyecek, ancak aynı zamanda basitçe aracın üzerinde seyahat etmek başlı başına bir risk olacaktır! Otomobiller ve motosikletler arasındaki fark, motorların sadece iki tekerlek üzerinde duruyor olmaları değildir, aynı zamanda bu iki tekerleğin asfaltın çok küçük bir kısmını “kavramalarıdır” ve bu şekilde bir otomobilin dört tekerleğinin düz bir şekilde oturduğu virajlarda meyil gösterebilmeleri gerekmektedir.
Tekerlek basınçları bir motosiklette bir otomobilde olduğundan çok daha kritik bir niteliğe sahiptir, normalden birkaç puan daha az bir basınç bir düşüşe neden olabilir. Şöyle ki, çok eskimiş veya basıncı yanlış olan lastiklere sahip olan bir otomobil, bir lastiğin delinmiş olduğu durumlarda da dahil olmak üzere, hemen hemen aynı şekilde hareket etmeye devam edebilir, ancak bir lastiği patlak olan bir motosikleti sürmek mümkün değildir ve ön lastikte sadece onda birlik bir basınç kaybı söz konusu olduğunda motosikletin kontrolünü kaybettiğimizi hissederiz ve sadece bu nedenle yere düşebiliriz.
Eğer güvenli bir pilot istiyorsanız, atacağınız ilk adım motosikletinizde güvenli olduğundan emin olmanızdır: her iki tekerleğin basınçlarını sık sık kontrol ediniz, herhangi bir kaçak var mı, yok mu kontrol ediniz; eğer varsa ne kadar olduğunu derhal tespit ediniz, ve herhangi bir kaçakları olmasa bile belirli bir sürelerde bunları kontrol etmeyi ve lastiklerin aşınmasına izin verirseniz dahi bunların kumandalar üzerindeki olumsuz etkisini hissedeceğinizi unutmayınız.
Yorumlar
Loading…