Yazar: Batuhan Emrem
Castrol KTM Dakar Team yarışçısı Selçuk Bektaş geçirdiği kazanın ardından yarıştan çekilme aldı.
Bu yıl Dakar’da ülkemizi temsil eden dört yarışçıdan biri olan Selçuk Bektaş’ın peşini şanssızlıklar bırakmıyor. Uzun süre Dakar 2015 için hazırlanandığı bu süreçte katıldığı farklı yarış organizasyonlarında başarılar elde eden KTM sürücüsü yarışın başından beri türlü taliksizliklerle boğuşuyor. Takım arkadaşı Koray Özkaplan ile yarışın 5. etabı Copiapo – Antofagasta arasında yer alan Atacama Çölü’nde yaşadıkları navigasyon problemi sebebiyle geceyi orada geçirmek zorunda kaldıktan sonra yarışa tekrardan adapte olmakta zorlanmalarının ardından Selçuk Bektaş geçirdiği kaza sonucu motorunda meydana gelen hasar bir yana omzunda meydana gelen sakatlıktan ötürü yarıştan çekilme kararı aldı.
Dakar’da Türk Bayrağı’nı bitiş noktasına ulaştırma görevi böylece Koray Özkaplan, Şakir Şenkalaycı ve Serkan Özdemir arasında paylaşılacakken Selçuk Bektaş yarıştan çekilme kararıyla ilgili Facebook sayfalarından şöyle bir açıklama yaptı:
“Değerli Dostlarım,
Hasta başladığım yarıştaki şanssızlıklar sarmalı peşimi maalesef bırakmadı, ilk gün servisin jant değişim esnasında takmayı unuttuğu trip metre mıknatısı yüzünden starta yaklaşık 1 saat geç kalınca o günkü derecemiz çok kötü çıktı ve işin asıl kötü yanı çıkış saati olarak arabalara yakın start almaya başladık, bu da 30 dakika sonrasında tüm arabalara yakalanmamıza sebep oldu. Bütün etapları toz bulutu içinde gitmek zorunda kaldık. Bu durum insanı çok yavaşlatıyor ve riskli bir ortam yaratıyor sonucunda da sürücüyü ve motoru yoruyor.
3. günü bir şekilde geçtik ama Chile’ye geçeceğimiz uzun etabın spesiyalinde, organizasyon komitesinin bir grup sürücüyü arabalardan sonra bırakması bizim 1 saat daha geç start almamıza yol açtı.
Böyle olunca en son bölümlerde Atacama Çölü’ndeki dev dune’ları geçeceğimiz bölüme hava kararırken vardım. Finish’e 40 km kala artık karanlıkta dune’ları aşmanın riskli olacağını düşündüğümden durup dinlenmek ve sabah güneşle birlikte hareket etme kararı aldım.
Ancak gece benim gibi çölde kalan araçların kumdan bir çıkış yolu bulma çabaları ve çıkardıkları gürültüde uyumak imkansızdı. Sonrasında organizasyon komitesinin güvenlik nedeniyle yolladığı Şilili off-road ekibinin iş güzarlığı yüzünden yeniden yola koyulmak zorunda kaldım.
Aslında adamlar iyi niyetli ama sanırım organizasyon komitesi ile yanlış anlaştılar. Çünkü bizim sonraki gündeki Start’a kadar kampa varma hakkımız var. Halbuki bu kurtarma ekibi bana burada kalamayacağımı, ya devam etmem gerektiğini ya da onların arabasıyla gitmem gerektiğini söylediler. Onların arbaya binip gitmek diskalifiye olmak demekti! Ben de mecburen gece karanlığında devam ettim. Sonra durdurdular, başka motorcular da var, onlara ulaşmalıyız, yanımızdan ayrılmayacaksın dediler.
Aksilikler peşimizi bırakmıyordu, bu kez de tam yola çıkacakken kurtarma ekibinin kamyonetleri kuma saplandı, ve malesef 1 saat içinde ancak çıkarabildiler, sabah saat 2’den 6’ya kadar motor üzerinde sürerek diğer motorcuları aramakla geçirdim, ve sonunda direkt ucu ucuna o günün startına yetiştim.
Bu arada gün içinde geçirdiğim bir kaza yüzünden hem motorun hem benim tabir yerindeyse haşatımız çıkmıştı.
Benim gibi geceyi dışarıda geçirenleri medikal kontrolden geçirdiler, bu arada servis ekibimizin bir kısmı dönmemi beklemiş, gelir gelmez motorumu alıp bir şekilde toparlamaya calıştılar.
Çok geç de olsa start alabildim, ancak yine sonlara kalmıştık ve arabalarla aynı anda gitmek zorundaydık. O yorgunluk, araba tozu ve neredeyse tüm etabı “fesh fesh” denen ince kum pistlerde gitmek 150.km ‘den sonra yorgunluk getirmeye başladı ve bir virajda saçma bir şekilde düştüm
Kendime oldukça hasar verdim, bir önceki günden taşıdığım hasar ve yorgunluk sürüşümü gittikçe zorlaştırıyordu.
Etap içindeki medikal ekíplerden birinde durdum, yaralarımı pansuman yaptırdım ve biraz dinlendim. Tabii bu kadar vakit kaybedince hızlı kamyonlar da yetişmeye başladı. Artık sürmek iyice kabus haline gelmişti.
Bu arada düştüğümde heyecenla kalkıp devam etmiştim ve medikal noktasında yalnızca az bir ağrı veren sağ omuzum kilometreler geçtikçe gidonu tutmamı imkansız hale getiriyordu. Düz yolda gitsek neyse ama inanılmaz zorlu şartlarda yüzlerce km gitmek zorunda kalmak daha da büyük bir kaza getirebirdi.
Check point’e vardığımda bir karar vermek zorunda kaldım. Beni takip etmelerini sağlayan iritrack’in anteni kazada kopmuştu ve gidip geliyordu. Yani bir kaza yapmam durumunda bana ulaşmaları imkansız olacaktı, bir gece öncesinden bunun ne kadar sorunlu olabileceğini yaşamıştım. Ve omzumun aynı şartlar altında önümdeki 230 km’yi götürmesi mümkün değildi. Yani ya bir kaza yapıp daha da fena sakatlanacaktım, ya da tekrar medikallerden ağrı kesici yardımı isteyecektim ki o zaman zaten yarışmama izin vermeyeceklerdi.
Hayatımın en zorlu kararlarından birini vermek zorunda kaldım. Bir hayli git gel yaşadıktan sonra bırakmaya karar verdim. Bu kararda benim o andaki fizik kondisyonumu gören doktorun da telkinleri ve katkisi var tabii.
Sonucu çok kötü biten o kadar çok durum yaşıyorlar ki, bizler yarışcı olarak o durumun içinde rasyonel kararlar veremiyoruz.
İlk önce çok üzüldüm, ancak şu an kolumda çok şiddetli bir ağrı var ve hareket ettirmekte zorlanıyorum, bu durumu görünce doğru bir karar aldığımı düşünüyorum.
Diğer arkadaşlarım bayrağımızı finish’e ulaştırmak için ellerinden gelenin fazlasını yaptığını biliyorum. Umuyorum ki bayrağımızı finish noktasına ulaştıracaklardır.
Sevgiler,
Selçuk Bektaş
Motoron olarak biz de başarılı yarışçıya Dakar’da ülkemizi temsil etmek adına göstermiş olduğu mücadeleden ötürü teşekkür ederken geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve geriye kalan 3 kahramana da sonuna kadar güveniyoruz.
Yorumlar
Loading…