in

Sezon Başı Sektör Manzaraları

Oğluma geçen kış ortası bir Yamaha R25 aldık. İlk motoru olduğu için kış, çamur biniyor tabi. İlk servise gittiğimizde usta; “Abi zorlamayın bunu ha, sorun yaşarsınız” dediğinde çok ciddiye almamıştık. Bir sorun da yaşamadık sonrasında, çünkü motoru kısa süre sonra kapının önünden çaldılar.

Sigorta acentem arkadaşım; “Abi çalınan R25’lerin haddi hesabı yok” dediğinde merak ettim tabi. Meğer bu motorlarda o kadar çok arıza oluyormuş ki yedek parça olarak ikinci eli oldukça kuvvetli anlayacağınız. Yamaha’nın arıza detayına girmeyeyim. İtalya Moto GP’de öncesinde Lorenzo sonrasında da yarış sırasında Rossi’nin başına gelenleri izlediğinizde zaten durumun vahametini anlıyorsunuz. Yıllar once Royal Star’ımın kol çıkartmasını da kişisel istatistiğime eklediğimde dedim ki “Oğlum, Yamaha’dan uzak duralım”

 

 

Kaskodan geri ödemeyi alınca gittik bir KTM RC390 aldık. Hiç değilse ABS’si var avuntusundayız. Motor Ümraniye’deki Enduromarket’te varmış. Sahibi Latif beyle konuştuk. Bir miktar indirim yapıldı. Sonra o miktarın bir miktarı motoru almaya gittiğimizde niyeyse geri istendi. Neyse buraları ticari konular ve çok önemli değil. Sadece 2016 yılı Mayıs ayında 2014 model bir motor aldığımızı ödemeyi yaptıktan sonra öğrendik. Meğer en son modeli 2014’müş motorun. Mağazanın bizi ikaz etmesi gerekir diyelim ama hadi o da bizim cahilliğimiz olsun.

 

 

Oğlum Atahan motoru aldığımız ilk günden beri “Bu motorun arkası kayıyor. Gaza biraz yüklenince 3. viteste bile arkası atıyor” diye mızmızlanıp duruyor. İçimden “Acemi herif, öğrenmeye çalışıyor işte” tespitindeyim. Daha önce defalarca yazmış olmama rağmen yine de sıfır motor alınan mağazaya olan güvenceyle lastik havalarına bakmak aklımıza gelmedi haliyle. Arkadaşlar bizi ön 16, arka 19 havayla göndermiş meğer.

 

 

Kendi motorum BMW K1200 GT’yi bakıma gönderdim. Oğluma aldığımız motor parasına yakın bir bakım ödemesinden sonra (Abartmıyorum) motoru aldık çıktık. Torpido içindeki soketi teknikteki arkadaşlar ters bağlamış. Aparatlar çalışmıyor diye birkaç tanesini çöp yaptıktan sonra iş ortaya çıktı. Ben tamirci değilim. Grenaj söküp takacak halim yok. Arkadaşlarım aküdeki kabloları da ters bağlarsak iki yanlış bir doğru yapar dedi. Onun da kablosu yetmedi filan.

 

 

Benim motora lastik almaya Buz motora gittim. Sahipleriyle samimiyetim yok ama haklarında iyi şeyler duymuşumdur hep. Yıllardır da lastiklerimi orada değiştiririm. Sanayide dükkânı bulunan arkadaşım arayıp fiyat istedi. Ertesi gün gittim lastikleri değiştireceğiz. “Abi sana kaç para demiştik biz?” Bir defa soru yanlış. Belli ki fiyat tutturabildiğine. Sonra ben rakamı söylediğimde “Abi mümkün değil olmaz”.

 

 

Kardeşim dün konuştuk. Bir dolu telefon konuşması. Sonra içerideki iki çalışanın birbirinden haberi olmadığı ortaya çıktı. Lastikler değişti bu sefer de bir ikaz; “Bu fiyata aldığını kimseye söyleme” Yahu niye söylemeyeyim arkadaş. Kurtarmıyorsa verme. Verdiysen niye sana mahcup kalmam ve bu sırrı senin adına yaşatmam gerekiyor? Dükkândan çıkıyorum; veda selamımı alan yok. “Hayırlı işler” diyorum, arkadaş dönüp gidiyor.

 

 

Çıktım dükkândan; lastik havaları az basılmış. İlk benzinlikte dur havayı hallet vs. Neyse; bunlar bir klasik artık benim için. Düzenli okuyucu da motosiklet camiasında olan da biliyor zaten işlerin böyle döndüğünü.

 

 

Neyse, amaaan yaz geldi. Dikkat edin kendinize yollarda.?

Ne düşünüyorsun?

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Loading…

0

Motosiklet.. Sen De Sür!

İstanbul’dan Motosikletle Kuşadası’na Tuz Gölü Üzerinden Gitmek

REKLAM