Yazar: Alişan Fidan
Yüksek yakıt fiyatlarının yanına artan kur farkından dolayı motosikletlerin de pahalılaşması eklenince insanlar alması ve işletmesi nispeten daha az maliyetli modellere yöneldiler. CBF 150, YBR 125 gibi piyasada referans model olarak gösterilen çok güçlü rakiplerinin karşısına genç kullanıcıyı da çekmek için klasik commuter tarzının dışında bir model üretmeyi amaçlayan Hero, karşımıza T-Sports’u çıkardı.
150cc sınıfı, özellikle bir 125’den daha iyi giden fakat 250cc kadar maliyetli bir motosiklet istemeyenler için çok büyük önem arz ediyor. Şehirlerarası yolları çok kullanan sürücüler için yakıt ekonomisi ve ortalama hız gibi iki faktörü aynı anda barındıran bu sınıfta rekabet son derece yüksek.
Hero bu modelde Hero-Honda adıyla tanındığı dönemlerde kullandığı güvenilir hava soğutmalı 149.2cc bloğunu donör olarak almış. Tabii motoru olduğu gibi bırakmayarak bazı güncellemeler de yapmış. Öncelikle kompresyonu 9.1:1’den 10:1’e çıkartmış, mikroişlemcili bir ateşleme sistemi koymuş ve ATFT teknolojisi ile donatmış. ATFT teknolojisini kısaca açacak olursak, motora giden hava ve yakıt karışımı yanma odasına girmeden önce girdaplanarak daha iyi atomize ediliyor. Böylece motora giden her yakıt zerresi en iyi şekilde yanarak hem yakıt ekonomisi hem de daha düşük emisyon değerleri hedefine ulaşılıyor.
Yakıt aldığım nadir anlardan biri 🙂
Tam 15,8 beygir güce ve 13,5 nm torka sahip motor kısa şanzımanının da etkisiyle çabuk devirleniyor. Alt devir torkunun yüksek olması sayesinde şehir içinde gazı tam açmaya gerek duymadan 50km/s gibi normal seyir hızlarına rahatça ulaşıp yol alabiliyorsunuz. Şanzımanın vites geçişleri pürüzsüz denebilir. Boş vitesi bulması kolay ve yeni başlayanlar için bu gerçekten bir nimet. Sevmediğim tek nokta vites oranlarının biraz kısa kalmasıydı. Kısa oranları sayesinde şehir içinde rahat hızlanıyor ve 90 ile giderken araç sollamak için gazı açtığınızda hemen 105-110 aralığına çıkması çok güzel. Burası kabul fakat açık yollarda özellikle de otoyolda en azından 100 ile giderken daha düşük devirde seyrederek daha fazla yakıt ekonomisi yapsak fena olmazdı. Ancak hakkını yemeyelim, 80-90 aralığında o kadar tatlı bir sürüşe sahip ki altınızda yağ gibi kayıyor desek yeridir. Motor o hızlarda en verimli devrine geldiği için titreşim yok gibi ve istediğiniz zaman hemen hızlanmaya devam ediyor.
3000 bakımında Shell AX7 yağ ile tazelenirken
Titreşim konusunu biraz açalım; üst devirde biraz var denebilir. Ancak öyle insanı, motosikleti almaktan soğutacak kadar değil. Boştayken gaz verdiğinizde elciklerden ve peg’lerden titreşim geliyor. Fakat yola çıktığınızda titreşim şaşırtıcı derecede az. 95 km/s hızda vızlama gibi başlayan titreşim 100-110 km/s hıza gelindiğinde biraz daha yükseliyor. Tekrardan belirtmeliyim ki bu titreşim öyle giderken el ayak uyuşturacak seviyede değil.
Deposu toplamda 12,2 litre yakıt alan T-Sports ile çok ekonomi düşüncesi olmadan 90-100 arası geneli şehirlerarası, biraz da gazlayarak kullandığımda motor rezerve tam geldiğinde 471 km yapmıştım. Rezervin 1,5 litre olduğunu göze alırsak 10,7 litre ile 471 km bu da 2,2 lt/100 km demek. Eğer daha sakin davranıp 80-90 aralığında hiç gazlamadan kullansaydım Hindistan bazlı internet sitelerinde kullanıcıların yazdığı 2 lt/100 km rakamına çok rahat bir şekilde ulaşabilirdim. Benim gibi 3.000 km yolu bir ay içinde kat eden bir kullanıcı için yakıt ekonomisi muazzam önem taşıyan bir konu.
Elde depo kapağı ile gezmeye son!
Ön farın aydınlatması çok güzel. İstanbul’da araçların arasından geçerken kime selektör atsam beni mutlaka gördü ve yol verdi. Aydınlatmanın iyi olmasının hem görüşünüze hem de görülmenize sağladığı katkı yadsınamaz. Ayrıca farın hemen üzerindeki led gündüz aydınlatmaları da motosiklete ayrıca bir “premium” hava katmış. Öndeki karartılmış camın agresifliği deponun yanlara olan genişliği ile birleşince, karşıdan bakıldığında daha kaslı ve dinamik bir görüntü ortaya çıkarılmış. Depodan bahsetmişken yakıt almak için durduğunuzda kapağın depoya menteşe ile bağlı olması sayesinde elinizde kapakla cüzdan çıkartmak için şekilden şekile girmek zorunda kalmıyorsunuz. Olmazsa olmaz bir özellik değil, fakat kesinlikle ince bir detay. Led stop lambaları da ayrıca kaliteli duran detaylardan biri.
Farın yanından takılan kontak anahtarının amacını ise hala çözebilmiş değilim. Farklı durduğu kesin! Sağ elciğin orada keşke bir “killswitch” bulunsaymış. Motosikleti durduğunuzda stop etmek için illa farın yanında bulunan kontağa uzanıp anahtarı çevirmeniz lazım. Daha pratik bir çözüm yapılabilirdi diye düşünüyorum.
LED stop lambaları müthiş.
Kadranın tasarımını çok sevdim. Her şey çok sade ve minimal tutulmuş. Dijital ekranın gece ve gündüz fark etmeksizin okunaklı olması güzel bir özellik. Beni şaşırtan bir özelliği ise sadece bir değil tam iki tane tripmetre’si olması. Bu benim şu işime yaradı; 1. tripmetre’yi depoyu fullediğimde, diğerini ise evden çıkarken “Acaba bugün kaç km yol yaptım?” sorusuna cevap bulabilmek için sıfırlıyordum.
Motorun ve bazı diğer parçaların siyaha boyanmış olması güzel bir detay. Motosikletin kendi rengi olan kırmızı ve siyah renk mükemmel kontraslanarak detayların ortaya çıkması sağlanmış. Ön ve arka süspansiyonlarda kullanılan kahverengi tonları da ayrıca güzel durmuş. 1-2 parça birleşim yeri dışında motosikletin genel olarak işçilik kalitesi de fiyatına göre iyi durumda.
Önde kullanılmış teleskopik amortisörler ve arkadaki ayarlanabilir gazlı çift amortisör işini çok iyi yapıyor. Arkaları en yumuşağın bir sertine getirdiğimde normal sürüşlerimde belim ciddi rahat ediyordu. Arkaya artçı aldığımda ise arkaları bir tık daha sertleştiriyordum ve motosiklet tek kişi gidermişçesine olan tepkilerini vermeye devam ediyordu. Ön süspansiyonlar ise biraz fazla yumuşak kalmış. Bu yumuşaklık çukurlarda işinize yarasa da sert fren yaptığınızda öne doğru çok fazla dalma yapıyor.
Motosikleti sürerken size gelen bir güven hissi mevcut. Virajlara girip çıkarken bir commuter değil de spor bir naked sürüyormuş havasına giriyorsunuz. Bunun en büyük sebebi oturuş pozisyonunun hafif öne doğru olması. Bu pozisyon ve beygir gücü birleşimi bana “sanki” Ktm Duke 125 sürüyormuş hissi yaşattı. Hatta Yamaha MT125’i olan bir arkadaşım T-Sports’u denediğinde oturuş pozisyonunun kendi motosikletine çok benzediğini söyledi.
Tam zincir koruması sayesinde yağmur, çamur ve pislik zincire etki etmiyor!
MRF’in Nylogrip lastikleri kafada soru işaretleri bıraksa da geç ısınan, fakat ısındıktan sonra kuru zeminde güzel tutan bir lastiğe sahip olduğunuzu bilerek davrandığınızda sıkıntı kalmıyor. 80/100 x 18 ölçüye sahip ön lastik bence biraz ince kalmış. En azından 90 / 100 x 18 ölçüye sahip bir lastik kullanılsaydı daha iyi olabilirdi. Islak zeminde size “küçük sürprizler” yapsa da Nylogripler’in tutuşu, bu fiyata satılan bir motosiklet için yeterli düzeyde. Normal kullanımlarda bu lastiklerin sizi üzmeyeceğini düşündüğümü belirtmekte de fayda görüyorum.
Önde BYBRE’nin 240mm’lik disk freni arkada Honda kullanıcılarının aşina olduğu NISSIN’in 220mm’lik diski kullanılmış. Bu arada arkada disk fren olmasının satın alınan bir opsiyon olduğunu belirtelim. Normalde 130mm’lik kampana fren kullanılıyor. Arka freni, aradaki farkı vererek disk almanızı kesinlikle öneriyorum. Ön frenin hassasiyeti günlük trafikteki dur kalklarda sorunsuz hizmet ediyor. NISSIN’in yaptığı arka fren ise beklediğimden daha iyi.
NISSIN marka arka frenler beklediğimden öok daha iyi.
Sele konforu gayet iyi. Yüksek devirlerde sürücü ve artçı peg’ine biraz titreşim geliyor. Elciklerde ise böyle bir sorun yok. Peg’lere yapılacak lastiklendirme ile bu sorun pekala çözülebilir. Artçı binen arkadaşım (bu arada tüm artçı testlerimi hep aynı arkadaşımla yaparım) 90’a kadar titreşim konusunda hiç sorun olmadığını, fakat 100’den sonra ayaklardan titreşimi biraz hissetmeye başladığını ama bunun katlanılamaz derecede olmadığını söyledi. Yani sonuç olarak üst devirlerde titreşim biraz hissediliyor. Ama bu sonuçta tek silindirli bir motosiklet yani o kadar kusur kadı kızında da olur diyerek yolumuza devam ediyoruz.
Sonuç
T-Sports, commuter sınıfındaki bir 125cc’den her şekilde daha iyi hızlanıyor ve görünüşü itibariyle biraz daha spor durduğu için de tercih sebebi. Fiyat/performans oranının çok iyi tutturulduğunu düşünüyorum. Modelin ne olduğunu bilmeyen insanlara “Sizce fiyatı nedir?” diye sorduğumda genellikle aldığım cevap 8-10 bin lira arası rakamlar idi. Bu da görüntü olarak dışarıdaki insanlara hoş ve kaliteli gözüktüğü anlamına geliyor. “Satın alır mıydım?” sorusuna gönül rahatlığı ile “Alırdım.” diyebiliyorum.
Yorumlar
Loading…