Helal olsun, tebrikler” derim bu cesarete ve azime. Geçenlerde öyle bir olay yaşadım ki, ilk olarak “Helal olsun” dedimse de sonra “Bu kadarı da pes artık” dedim.
Ben belki eksik algıladım durumu, ama bu olayı bana yansıdığı haliyle aktarmak istiyorum. Ne yazık ki günlük yaşamımızda çokça kazalar yaşanıyor, araba olsun motor olsun kazalar hiç eksik olmuyor. Ölümden ucuz kurtulup yaşam mücadesiyle hayata tutunup eskisine göre daha dikkatli yaşamaya devam edenler çoğunlukta, doğal olarak motor ya da arabadan korkup tamamen hayatından çıkartanlar da var, anlayışla karşılamak lazım.
Bazısı ama sanki hiç ders almamış gibi hayatlarına devam ediyor. Artçı olarak kaza yaşayanlar korkuyu daha çok yaşıyor ve “Bir daha da binmem” diyenler çoğunlukta. Bir artçıyı sadece yaşanan kaza korkutmaz, sürüş esnasında sürücü gösteriş için çeşitli artistlikler yapınca da artçı korkup “Bir daha binmem” diyebiliyor. Kaza atlatmış ve tam iyileşemeyen veya doğuştan engelli sürücüler de var, saygı ve değer veriyorum, sonuna kadar destekliyorum. Gereğinde yardımımı ve desteğimi asla esirgemem.
Nasıl arabalarda engelli araba modelleri var ise motor için de kişiye göre özel tasarımlar yapılmaktadır. Her şeye rağmen iki teker tutkusundan vazgeçemeyenleri görmek gurur kaynağıdır ve tebrik etmek gerekir. Geçenlerde şehirlerarası otoyoldaydım, 3 şeritlik bir yoldu, yoğun ama hızlı akan bir trafik vardı, bir sürü irili ufaklı kamyonlar ve TIR lar vardı.
Yolun hiçbir tarafında bir emniyet şeridi yoktu, hem sağ hem solda ufak da olsa bir alan, bir boşluk yoktu. Emniyet şeridi tamamen unutulmuş diyebilirim, yerdeki şerit çizgisi bariyerlere bitişik şeklindeydi. Bir arıza olsa, aracınızı kenara çekemeyeceksiniz. Arabayla sol şeritten gidiyordum, trafik doluydu ama hızlı akıyordu, duraksama veya yavaşlama yoktu. 140 km – 150 km hızla ilerlerken arkama epey yakın mesafeme bir motor yanaştı, sağ eli de cebindeydi, sadece sol eli gidondaydı, öyle motoru kullanıyordu. Bu olabilir tabii ki, bizler de bazen tek el ile ya da hiç ellerimizi kullanmadan ara sıra öyle sürüş yapıyoruz, ama burada bir gariplik vardı.
Aynadan motorcuyu ve komple çevrenin durumunu kontrol ettim, bir türlü cebinden elini çıkartmıyordu. Tuhafıma gitti, sağ kolunda hiçbir hareket de algılayamadım. Kesinlikle sağ elini cebinden çıkartmıyordu, yani montun sağ kolu aslında hiç kıpırdamıyordu. Kısa süre sonra anladım ki, montun sağ kolu cebine ya dikiliydi yani birleştirilmiş durumdaydı ve eğer bu böyle ise o zaman kullanabileceği sağ kolu belki de hiç yoktu. “Helal olsun sana kardeşim” dedim. “Bravo sana” .
İnsanlar neleri engel görüyor ve bir şeylere cesaret edemiyor, mırın kırın yapıyor ve bahaneler sıralıyor, sen ise tek kolunla iki teker sürüyorsun. “Helal olsun sana kardeşim her kimsen”. Ona yol vermek için trafik de hiç müsait değildi, hızlı akan kalabalık bir trafik halindeydik. Bu anlattıklarım belki sadece 2-3 dakika sürdü, motorcu sabırsızlanmaya başladı, ani bir karar ile normalde bile hiç bir motorcunun yapmaması gereken bir hareket yaptı.
Benim sol tarafımın bitişiğinde bariyerler vardı, hiç boş alan olmadığı halde arabamın ve bariyerlerin arasına daldı. 150 km – 160 km süratlerde seyrederken sen oraya kendini sıkıştımaya kalk ve bariyere yapışık şekilde arabayı sollamaya çalışmak da ne demek?! Bir dakika öncesine kadar “Helal olsun” dediğim kişiye “Pes artık, bari sen böyle artistlikler yapma” dedim. 150 km – 160 km sürat neyine yetmiyor, bu trafikte bile fazla derken sana da gayet yeterli gelmesi gereken yerde bu şekilde cahilce risk alıyor olması bana “pes artık” dedirtti.
Biraz sabretsen ne kaybedersin? İster tek kol ister çift kol, bu davranışa anlayışım yok. Ben o motorun varlığından ve yaptığı ani hamlenin farkında olmayan bir araba sürücüsü olsaydım? Kendi şeridimde farkına varmadan nasıl olsa kendi şeridimdeyim zaten o motorcuya görmeden yanaşmış olsam ölümcül bir facianın yaşanması kaçınılmaz olurdu. O kadar yakın mesafeden şeridin olmadığı yerden ve bu yüksek hızlarda arabayı sollamaya kalkmış olması ciddi bir hataydı. “Beni de kendini de riske atıyorsun, buna hakkın yok.
Ne sıkılacak kadar uzun bir süre geçti ne de ağır ağır akan bir trafik vardı. O hareketin hiçbir akıllı açıklaması yok benim için, hele üstelik sen bunu tek kolunla yapıyorsun. Bu bir marifet değildir.” Acaba ben mi tamamen yanlış algıladım ve görüntü yanılması yaşadım, bunu hiçbir zaman bilemeyeceğim…
Yorumlar
Loading…