Yazar: Moe
Japon medyasında çıkan haberlere göre Suzuki, ilk kez 2013 yılında Tokyo Motor Show’da gözler önüne serdiği 588cc’lik turbocharge’lı konsept modeli Recursion’u üretime geçiriyor. Adeta devrim yaratan supercharge’lı litrelik Kawasaki H2’den sonra, bir alt segmentte Suzuki pazar payını artırmak adına turbocharge ile şansını deneyebilir mi dersiniz?
2013 yılında lanse edilen Suzuki Recursion konsept ile ilgili önceki haberimiz için bakınız: http://www.motoron.com.tr/HaberDetay.aspx?ID=550
Bir Japon motosiklet dergisinde yayınlanan aşağıdaki fotoğrafta turbocharge’lı modelin yarım karenajlara, tanıtıldığı zamanki gibi iki silindirli bir motor bloğuna ve son yıllarda oldukça revaçta olan “belly pan” egzoz sistemine sahip olduğu görülüyor.
Ancak ilginç şekilde fotoğraftaki model, Suzuki’nin 2005’deki konsept modeli 1100cc’lik 6 silindirli modeli Stratosphere’e de oldukça benziyor, özellikle ön takımı. Bu da fotoğrafın üzerinde oynanmış olup olmadğına dair bizlerde soru işaretleri bırakıyor…
Suzuki Stratosphere:
Suzuki’nin Recursion modeli hatırlanacağı üzere 8000 devirde 100 beygirlik bir güç ve 4500 gibi düşük bir devirde ise 100.3 Nm’lık bir maksimum tork üretiyordu. Önceki turbo sistemlerinin en büyük eksisi olan orta devirlerdeki cansız hissiyatın aksine, Suzuki’nin Recursion’da düşük devirlerdeki bu güçlü değerler ile oldukça canlı bir tork eğrisi yakaladığını da işaret ediyor. 174kg’lık motosikletin 600cc’lik spor model akranlarından ise %50 daha düşük bir yakıt sarfiyatı sunduğu Japon şirket tarafından açıklanıyordu.
Suzuki Recursion:
Motosiklet üretim bandına alınır mı alınmaz mı bilinmez, ancak şu bir gerçek; turbocharge ile litrelik bir makinenin performansını daha düşük hacimde ve hareket kabiliyeti daha yüksek bir motosiklette sunmayı hedefleyen Suzuki’nin; çıtayı oldukça yukarılara taşıyan 300 beygirlik H2R’dan sonra Recursion üzerinde dersini oldukça iyiçalışması gerek gibi görünüyor…
Turbocharge ve Supercharge arasındaki farkı öğrenmek isteyen okuyucularımız için, ek bilgi:
Aslında iki sistem de, basitçe özetlemek gerekirse yakıtın efektif yakılabilmesi adına motora alınan havanın bir kompresör ile sıkıştırılması prensibine dayanıyor. Supercharge’da kompresör direkt olarak motorun krank milinden beslenirken; turbocharge’da kompresör, motorun egzoz çıkışına yerleştirilen ortak milli bir türbin(turbo) ile sürülür. Supercharge motorun gücünden biraz yiyerek sistemi “boost” ederken, turbocharge’da ise böyle bir durum söz konusu değildir. Ancak turbo’nun çalışması için belli bir devire ulaşması, düşük devir kullanımlarında bu sistemden verim alınamaması anlamına gelir…
Kawasaki H2’de kullanılan Supercharger:
Turbocharger örnek: