Yazar: Erkin Yeşil, Leyla Akkaya, Hasan Ahmet Eren
YoldanÇık ekibinin hepsi birer enduro kulllanıcısı. Fırsat buldukça enduro yarışlarını da izleyici olarak
takip ediyoruz. Türkiye’de Enduro sporunun geldiği yeri daha yakından öğrenmek için kendini bu
spora adamış olan Murat Erşahin ve Süleyman Aydın ile YoldanÇık Mekan’da sohbet ettik.
Motoron: Sizleri biraz tanıyalım.
Murat Erşahin: Film sektöründe kameramanım, 15 senedir motosiklet kullanıyorum ve 2013 yılından beri profesyonel olarak enduro sporunu yapıyorum. Enduro yarışçılarının birçoğu gibi ben de hobi olarak dual sports motosikletlerle, orman yangın yollarında sürerek başladım. Zaman içinde çıtayı yükseltip büyük enduroların sınır ve limitlerini aşınca, spesiyal endurolar ile Türkiye Motosiklet Federasyonu (TMF) enduro branşında yarış hayatıma başladım.
Süleyman Aydın: Motosiklet servisim var, 20 yıldır motosiklet sürüyorum. Son 5 yıldır da enduro sporu ile ilgileniyorum. Murat’la İstanbul’da Belgrad Ormanları’nda birlikte sürüş yaparken tanıştık. Son 3 senedir profesyonel olarak yarışlara katılıyoruz. Murat ile beraber resmi bir takım olmadan, bireysel olarak birbirimizle yardımlaşarak yarışıyoruz. İkimiz de aynı klübün sporcusuyuz: Ayazağa Birlik Spor Kulübü.
M.: Sizce enduro nedir?
M.E.: Enduro, doğal ve yapay engellere karşı arazide yol almaktır. Zamana karşı, orman içleri, dere yatakları, dik iniş çıkışlar ve arada yapay engeller; lastik, kütük ve büyük beton su borularının üzerinde doğa ile iç içe bireysel bir mücadeledir. Kelime olarak endurance’den gelir, dayanıklılık anlamındadır. Enduro yarışlarında günde ortalama 80-100 kilometre yoldan çıkıyoruz. Bu mesafe 3-4 turda 20-25 kilometrelik etaplardan oluşuyor ve bu 25 kilometrelik tek turlarda ortalama 75 dakika veriliyor. Kağıt üzerinde fazla gibi gözükse de yarış içerisinde zamanı yetiştirmek için çok uğraştırır. 4 tur sonunda yarışı bitirebilmek bile büyük bir başarı olur.
M.: Yarışlardan bahseder misin?
S.A.: Federasyonun düzenlediği enduro yarışları şampiyona olarak Türkiye geneline yayılmış 7 ayaktan oluşuyor. Enduro yarışları yüksek hızdan ziyade daha teknik üzerine kurulu yarışlardır. Yarışlarda 30’ar saniye arayla art arda teker teker start alıyoruz. Cumartesi günleri ‘Ekstrem Etap’ diye adlandırılan 1-1,5 kilometrelik yapay engeller ile zorlaştırılmış etapta 2 tur koşarak ‘en iyi zamanlama’ uygulaması ile sıralanıyoruz. Asıl yarış ise Pazar günü oluyor.
M.: Enduro yarışlarında sınıflar var mı?
M.E.: Evet, 11 sınıf vardır. Süleyman Aydın Husqvarna Te 300 kullanıyor, 3A sınıfında yarışıyor. Ben ise Husqvarna Te 250 ile 2. sınıfta yarışıyorum. Türkiye Şampiyonası’nda Süleyman da ben de A sınıfı yarışçıyız. Enduro yarışlarına yeni başlayanlar EC grubunda yarışıyor. EC sınıfından sonra B sınıfı vardır. Yıl sonunda EC sınıfında ilk 5’e girmiş sporcular B sınıfında yarışma hakkı kazanır. B sınıfında da ilk 3’e girenler A sınıfında yarışmaya hak kazanır. Türkiye’de yaklaşık 7-8 tane bayan sporcumuz da var.
M.: Motocross ile enduro yarışlarının farkları nelerdir?
M.E.: Enduro yarışları motocross gibi değildir. 10 motor aynı anda start almaz. Sıralamada alınan sıraya göre her yarışçı 30’ar saniye arayla start alır. Rakip, 30 saniye önde kalktığı için yarışta her yarışçı kendi ile yarışır. Motocross ise 2-3 kilometrelik yapay rampalar ile şekillendirilmiş bir parkurda sürülen bir yarıştır. Enduro yarışında ise tamamen doğa içinde mücadele edilir. Kullanılan motosikletler de birbirinden farklıdır. Motocross motorları daha sert amortisörlere ve daha dik açılara sahipken enduro daha yumuşak amortisörlere ve daha yatık açılara sahiptir. Motocross’ta sürekli rampa atlanır, daha sert viraj dönülür ve başlangıç noktasına geri dönüp tur atılır. Bu yarışlar yaklaşık 20 dakika sürer. Bu süre içinde en fazla turu atan kazanır. Enduro’da ise yarışçı, kendisinden 30 saniye önce kalkan bir motosikleti geçmeye çalışır. Tek düşündüğü “ne kadar daha hızlı gidebilirim”dir. Enduro yarışlarına 16 yaşından itibaren velinin izniyle start alınabiliyor. Yani motocross yarışlarında olduğu gibi çocuk yaştan itibaren yarışmaya başlanamaz.
M.: Antrenmanlar nasıl oluyor?
S.A.: Enduroyu destekleyen antrenman olarak aynı kas grubunu çalıştıran sporları tercih ediyoruz. Kondisyon kazanmak için dağ bisikletine biniyor ve salonda kürek çekiyoruz. Özellikle yaz ayları akşamüstü takım arkadaşlarımızla buluşup teknik antrenmanlar yapıyoruz. Haftada 3 gün uzun soluklu antrenmanlar yapmaya çalışıyoruz. Yarış zamanı yaklaşınca kısa etaplarda hız antrenmanları ile kondisyon tutmaya çalışıyoruz. Takım olarak ekstrem ve hard enduroyu daha çok seviyoruz ve bu yarışları takip ediyoruz.
M.: Erzberg yarışı nedir?
M.E.: Bu sene 22. kez düzenlenecek olan Erzbergrodeo’ya katılacağız. Erzberg aslında Avrupa’da festival havasında geçen bir hard enduro yarışıdır. Avrupa’da birçok ülkede ormanda motorlu taşıt kullanmak yasak olduğu için yarışların birçoğu festival havasında yoğun bir katılımcı sayısı ile gerçekleşir. Erzberg’e tüm dünyadan 2.000 sporcu katılır ve en hızlı 500 sporcu prologue etabından sonra ana yarış Hare Scramble’de start alabilir.
S.A.: Bu sene iki Türk sporcu olarak biz katılacağız. Antrenmanlarımızı, 26-28 Mayıs 2016 tarihlerinde Avusturya Eisenerz’de gerçekleşecek olan Redbull Hard Enduro serisinin de ilk ayağı olacak bu yarışa göre düzenliyoruz. 22 checkpoint’ten oluşan bu yarışı geçen sene bitirebilen sadece 5 yarışcı oldu ve beşi de birbirine yardım ederek yarışı tamamlayabildi. Enduro zaten bir dayanışmadır.
M.: Yarışlara ilgi yoğun mu?
M.E.: Avrupa’da özellikle medyanın çok ilgi gösterdiği bu yarışlar bizde malesef pek ilgi görmüyor. Aslında endurocuların bir çoğu biliyor ama ulusal basında lanse edilmediği için halkımız böyle bi spor branşının olduğunu pek bilmiyor. Bu da maalesef sponsor bulmamızı ve bu sporu icra etmemizi zorlaştırıyor.
M.: Yarış sırasında neler hissediyorsunuz, heyecan ne düzeyde?
S.A.: Enduro yarışları gerçekten çok heyecanlı geçiyor. Herşey senden bir önce kalkan motorla yarışmakla bitmiyor. Asıl yarış, sen start aldığında kendinle başlıyor. Motorun hakimiyetini kaybetmemen, düşmemen ve hızlı gitmen gerekiyor. Ben start aldıktan sonra süreklı kendimle konuşmaya başlıyorum: ‘Biraz daha hızlı, daha geç frenaj, öndekini yakalayayım.’
M.: Sponsorluk durumunuz nasıl, ne düzeyde?
M.E.: Maalesef masraflı bir spor bu. Gönül verip yaptığımız için bazı şeylere katlanıyoruz, ailelerimizi ihmal ettiğimiz oluyor. Türkiye’nin farklı yerlerindeki 7 şehirde düzenlenen yarışlara katılmak da oldukça masraflı. Bunun için 4-5 kişi birleşip masrafları paylaşarak yola çıkıyoruz. Her motorcunun hayalidir Dakar’a katılmak. Bir gün gerçekleştirmeyi umuyoruz. Ama Dakar bütçeleri çok fazla.
M.: Transanatolia’dan bahseder misiniz?
M.E.: Türkiye’nin de yerli bir Dakar’ı var, Transanatolia. Dakar ruhuna en yakın olan bu ralliye de bu yıl katılmayı planlıyoruz. Transanatolia rotası aynı Dakar Rallisi gibi uzun etaplardan oluşuyor. Geçen sene Transanatolia Rallisi’nde bir çok Dakar pilotu da yarıştı zaten. Bu yıl 20-27 Ağustos 2016 tarihleri arası düzenlenecek Transanatolia Rally Raid, artık yurtdışında da çok takip edilen bir yarış haline geldi.
M.: Yarış takvimi nasıl, yarışların içeriklerini anlatır mısınız?
S.A.: Bu yıl bizim yarış takvimimizde Doğu Avrupa Şampiyonası ve Dünya Hard Enduro serisinin 5 ayağından bir tanesi olan Erzberg Rodeo var. Bu hard enduro serisinin ayaklarından biri de Kemer’de gerçekleştirilen Sea to Sky’dır. 3 yıldır bu yarışa da katılıyoruz. Bu zorlu yarış 3 gün sürüyor. İlk gün plaj etabı (aynı zamanda seyirci etabı), ikinci gün sıralama yarışıdır. İkinci gün 70 kilometrelik tatlı sert bir orman etabı ile dayanıklılığınızı sıkı derecede zorlayıp, üçüncü güne start alırız. Karşımızda deniz seviyesinden 2.365 metre yükseklikte zirveye doğru zorlu bir mücadele başlar. Tahtalı Dağı etabı çok daha zorlu geçer.
Bu yarışa yurt dışından 300’e yakın yabancı sporcu katılır. Doğu Avrupa Şampiyonası ise 4 ayaktan oluşuyor. Bunlar; Romanya,Yunanistan,Türkiye ve Bosna Hersek’in bulunduğu yarışta, hem bireysel hem de uluslararası takımlar şampiyonasında Hard Enduro Türkiye takımı olarak uluslararası arenada ülkemizi temsil edeceğiz. Türkiye’de enduro konusunda hala eğitmen açığı var. Biz Murat’la beraber sürerek birbirimizi eğiterek kendimizi geliştirdik.Sürekli eğitim videoları izleyip antrenmanlar yaptık. Yarışmaya yeni başlayan gençlere elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Alttan gelen sporculara ve 5 yaşındaki kızıma bilgi ve tecrübelerimizi aktararak bu sporun yurdumuzda tanınması ve ilginin artması için elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz.
Aslında ikimizin de profesyonel işi bu değil. Sabahları işe gitmeden erken kalkıp antremanlar yapıyoruz. Haftanın en az 3 günü düzenli antremanlar yapıyoruz. Bu sırada iş ve antrenman yoğunluğuna rağmen eşlerimiz de bizi çok destekliyor. Buradan onlara çok teşekkür ediyoruz. Eski yazılarımızın hepsini www.yoldancik. com adresinden inceleyebilirsiniz. Ayrıca 10 Mart 2016 Perşembe günü saat 19:00’da YoldanÇık Mekan’da Transanatolia Rally Raid 2016 t anıtımı için toplanacağız. Tüm enduro meraklılarını bekliyoruz.