Yol yaptıkça açılıyorum desem çok isabetli bir tesbit olur. 250 km hatta 300 km den sonra motor kullanmanın keyifini daha yeni hissetmeye ve yaşamaya başlıyorum ve “Şimdi gezi başladı” derim. Günde 1.000 km Istanbul – Giresun yaptığımı bilirim. Vardığımda zerre yorgunluğum yoktu ve gayet rahat bir şekilde devam edebilirdim. Kısa yol, mesela 200 km lik bir sürüşte motora bindiğimi anlayamıyorum, indi bindi gibi birşey oluveriyor. Tabii ki her 200 km aynı değildir, eğer güzergah bozuk satıh üzerinden veya dağlık bölgelerden ise ve hatta soğuk kış günlerinde ise çok daha fazla efor ve zaman harcanır. Yorulmadan gezgin bir motorcu kışın bile olsa bir gezide günlük geze geze 400 km ye kadar sürüş yapması idealdir. Daha kısa mesafeli sürüşler eğer motor kış boyunca yatmış ise aküyü şarj etmek veya ufak bir gezinti için çok uygundur.
Hatırlıyorum da şimdi, kaç sene önce İstanbul – Çanakkale’ye gezmeye gitmiştim, ama yol yetmemişti ve Assos’a devam etmiştim. Oraya giden yol çok keyiflidir, hele sahile aşağı inen o dik yokuşun deniz manzarasına bayılırım. Assos’un antik tarihi yapısı beni hep çekmiştir. Hiç unutmam, sert bir kış başlangıcıydı, motorla uzun bir geziden dönüyordum ve Çankırı’ya varmıştım, bir gece konaklayıp oradan 600 km yol ile Istanbul’a dönecektim. O gece otel de kargaşa vardı, çok tedirgindim ve odamda uyumadan sabahlamıştım. Oranın iklimi çok serttir, eksi derecelerdeydi hava. Ertesi sabah hava biraz ılınır diye saat 10:00 a kadar bekledim, ama hala -5 dereceydi. Karbüratörlü jikleli eski bir motorum vardı o zamanlar, kışın motor kullanmaya alışkındım ve motorumun soğuk havalarda çalışmamasına da alışkındım. Fakat o sabah jikle ile bile motoru çok zor çalıştırmıştım. Jikle, karbüratörün hava kelebeğini iyice kısar ve karışıma çok daha az hava girer, yakıtın akışı hızlanır ve zengin bir karışım elde edilir. Böylelikle özellikle soğuk havalarda motorun daha kolay çalıştırılması sağlanır.
Benzin harcaması artmıştır artık, uzun süre bu şekilde motor kullanılmamalı. Biraz yolda ilerledikten sonra yani motor iyice ısındıktan sonra manuel olarak jikleyi devre dışı bırakıyordum, uzun süre bu şekilde kullanılırsa motor boğulur. Başka bir gün günübürlük ve yine kış mevsimide 800 km lik İstanbul – Trakya bölgesinde dolandım. Komşumuz Bulgaristan’ın kıyısından gezindim, hiç yorulmadan evime dönmüştüm. Trakya bölgesi gezi açısından çok kolaydır, yolları zorlamaz insanı. İstanbul’dan çıkıp Kırklareli – Edirne – çeşitli köy yollarından dolanarak yani kısacası yolu uzatarak İpsala – Tekirdağ ve Istanbul 800 km yapmıştım.
Bu güzel gezi beni doyurmuştu. Hem gezginliği hem fotoğrafçılığımı hem de keyifli sürüşümü yapıp dönmüştüm. Acaba ben normal değil miyim, yoksa gezgin bir motorcu için yorulmamak normal mi bilemiyorum. Herşeye rağmen kışın 800 km günübirlik yorulmadan eve varmak iyi bir performanstır. Yok yok… bu kesinlikle normal değil. Acaba sevgili Annem beni büyütürken bana ne yedirdi? Sürekli çiğ yumurta içtiğimi çok iyi hatırlıyorum, sürekli garip garip şeyler yedirirdi, hatta çok muhteşem birşey miş gibi beyin haşlardı, üzerine limon sıkıp yemek zorunda kalırdım, başka bir alternatifim yoktu, yerken ölüyor gibi hissederdim kendimi ama yemez isem o zaman da ölecektim. Babam da annemi destekliyordu. Beni bu şekilde büyütürken tabii ki hiç böyle bir motorcu olacağımı düşünmemişlerdi. Zorla o bıngıl bıngıl beyinleri yedirdiğiniz için teşekkür ederim, iyiki varsınız. Bir de yaşımı bilseniz arkadaşlar… Soranlara kısaca motora başladığım yaştayım diyorum. Herkese motor dolu sağlıklı ve mutlu bir yaşam dilerim.