Yamaha, Nereye?

Yazar: Sanço Panço

Bu yazı aslında MT-25’in lansmanı esnasında yazılmaya başlanmış, motoru ele
alan bir yazı olması amaçlanmıştı. Bu esnada açıklanan Yamaha modellerine gelen
zamlar, sosyal medya ve Türk motosiklet forumlarında öylesine fırtınalar kopardı ki,
biz de yelkenleri rüzgar yönüne çevirdik.

Koç ailesine ait Beldeyama Şirketi’ni takiben kendisi Türkiye’ye gelen Yamaha, ilk yılı olan 2010’da 3.500 adetlik satış yapmış. Pazarlama müdürü Nihat Çadırcı’nın MT-25 lansmanında açıkladığına göre 5 sene içinde bu satış adeti 2015’te 18.700’e yükselmiş. Gerek modellerinin çekiciliği, gerekse uygun fiyat etiketleri, Avrupa pazarında olduğu gibi, Yamaha’nın Türkiye’de de başarılı olmasını sağladı. İtalya pazarında geçen sene toplam 24 bin civarında Yamaha satıldığı düşünülürse, Yamaha’nın ulaştığı Türkiye sonucu, son derece başarılı görünüyor.

Öte yandan, Şubat’ta yapılacak fuar öncesinde 2016 fiyatlarını belirleyen Yamaha, geçen yıllardaki başarılarının üzerine gölge düşürecek biçimde dikkatleri üzerine çekti.Bu gölge düşürme belki reel değil, yani teoride aslında bir başarısızlık yok, ancak potansiyel kullanıcılar, büyük oranlı zamlar yüzünden çok da olumlu olmayan görüşlerini dile getirmeye başladılar.

Yamaha’nın adını “ZAM” ile özdeşleştirip “ZAMAHA” ismi takanlar sosyal medyada bu görüşlerini dile getirdiler.

MT-07 ABS Eski: 22.950 TL Yeni: 25.100 TL

Olay neydi peki? Pek çok markanın aksine, Yamaha fiyatlarını Türk Lirası olarak belirliyor ve artan döviz kurları sebebiyle doğal olarak fiyatlarını yeni kurlara göre ayarlıyor, diğer bir deyişle zam yapıyordu. İthal mallar olan bu motosikletlerin fiyatlarının değişen döviz kuruna göre ayarlanmasında aslında çok da bir terslik yoktu. Hatta bu ayarlama çok daha az motor satan bir firma tarafından yapılsa, bırakın bu kadar tepkiyi, belki dikkati bile çekmeyecekti. Gelgelelim yılda 19 bin motor satmış olmak, markayı halka mal ediyor, haliyle mevcut ve potansiyel müşteri sayısının fazlalığı sebebiyle konu çok daha fazla insanın dikkatini çeker hale geliyor ve tepkiler bir anda daha hızlı büyüyebiliyordu.

Motor fiyatları üzerindeki bu arttırımlar büyük bir kitle tarafından analiz ediliyor, Yamaha’nın belki de haklı olduğu kalemlerde dahi büyük hesap hataları bulunuyor, olay “Yamaha’nın halkı kazıklamak üzerine fiyat politikası güttüğüne” gelip bağlanıyordu. Her ne kadar bu analizlerin pek çoğu hatalı veya eksik olsa da, içlerinde haksız olmayanlar da yok değil. Bunun için biz de biraz geriye çekilip herkesin yaptığına ve fiyatlara biraz baktık. Geçen yıl MT-07’nin fiyatını oldukça aşağıda tutan ve bu sayede aracın yaygın ve popüler olmasını sağlayan Yamaha, bu seneki kur yüzünden 07’yi 20 binlerden 25 binlere çıkartıyordu. Bu durum, herhangi bir kura, örneğin dolara bakarak son derece anlaşılabilir bir artış gibi görünüyor. Yıl içinde dolar kurunun 2.20’lerden 3’e yükselmesine bakacak olursak MT-07’nin fiyatının hala müşteri lehine olduğunu hesaplamak mümkün.

YZF-R6 Eski: 40.900 TL Yeni: 47.500 TL

Ancak burada anlaşılamayan nokta, yeni gelecek olan MT-07 bazlı XSR 700’ün fiyatının kendisi gibi ABS’li versiyondan 6.500 tl daha fazla fiyata sahip bir etiketle 31.750 TL’den fiyatlandırılmasıydı. Çoğu Avrupa pazarında ABS’li MT-07’den 1000 euro daha pahalı olan XSR, Türkiye’nin satış adedi bakımından yakaladığı İtalya’da olduğu gibi fiyatlandırılsa, MT-07 ile yakın fiyatla satışa çıkabilirdi. En azından ilk serisi bu şekilde satılsa, Yamaha artı puanları toplamaya devam edebilirdi. Benzer şekilde MT-09’un “eski görünümlü” serisi XSR 900 de MT-09’dan sadece 1000 euro pahalı. Tahminen ÖTV ve KDV’nin de tam olarak bu farka eklenmesi ile 33.400 TL olan 09’dan tam 5.100 tl daha pahalı biçimde fiyatlandırılmış. İtalya’da MT- 09’a sıkı bir darbe vuran Scrambler Ducati’ye rakip olabilmesi için piyasaya sürülen bu motor fiyatlandırılırken, tahminen Scrambler’ın 11.900 euroluk Türkiye fiyatına da bakılmış olabilir.

Bütün bunlar çok güzel ama, Türk tüketicileri, özel olmak istediklerinde gidip “egzotik” olarak tanımlanan motorlar alıyorlar. Yamaha’nın halk tipi motorlarının üzerine biriki alüminyum plaka, eski gibi görünen lastik ve Scrambler’dan esinlenilmiş gösterge takıp fiyatı Ducati seviyesine çıkarmak, istenilen egzotikliği ve “kişiye özel”liği yakalamak için yeterli olacak mı? Avrupa’da belki evet, çünkü fiyatlar mantıklı seviyelerde. Bizde mi? Onu sanırım bu sene göreceğiz… Geçen sene piyasaya çıkan Tracer, Yamaha tarafından o dönem için oldukça uygun bir fiyat etiketine sahip gibi görünse de bu etiket pek çok kimsenin beklediğinden yüksekti. İnsanlar MT-09’u beğeniyor, fiyatını da uygun buluyorlardı. Ancak MT-09 ile Türk sürücüsünün ihtiyacı “iki kişi tatil yerleri dolaşma” işi pek konforlu değildi.

XMAX 400 ABS Eski: 22.900 TL Yeni: 26.600 TL

Bu sebeple herkes onun giysili ve daha tur motoruna benzeyen Tracer’ı bekliyor, Avrupa’daki fiyat farkına bakıp “arada 1.300-1.400 euro fark var, burada da olsa olsa 30 bin olur” diyorlardı. Yamaha Türkiye talebin çok olacağını tam tahmin edememiş olsa gerek, az satılacağı endişesi ile 30 bin yerine 34 bin liraya yakın bir etiketle piyasaya çıkmıştı. Bu etikete rağmen, Suzuki DL, eski nesil F650GS’ten sıkılan ve Triumph Tiger 800’ü pahalı bulan insanlar Yamaha’ya akın etti. Umduklarından fazla talep gördü, motor 6 ay yok sattı. Bu arada olan MT-09’a oldu. Yamaha’nın sosyal medya sayfasında karşılaştığımız “yahu Tracer MT-09’dan 1500 euro pahalı değil mi, neden aradaki fiyat farkı çok” demeleri üzerine, Tracer’ın fiyatı açıklanmış olduğu için MT-09’un fiyatı 28’lere çekilerek aradaki fark 1.500 eurolar seviyesinde tutuldu.

Elbette MT-09’un fiyatı oralara çıkınca, genel olarak çıplak sevmeyen Türk sürücüler tarafından çok pahalı bulunmaya başlandı. Bunun üzerine ABS’siz Fransız versiyonları getirildi, bunların fiyatları ABS’liye göre 2-3 bin lira kadar daha ucuzdu. 4 silindirli spor motorların hayranı Türk insanı için, yeni R1’in fiyatları çok yüksek kaldı. Sonuçta Yamaha, bizler için bir japondu. Her ne kadar farklı güç oranlarına sahip olsa da, bizim kullanıcılar bir Yamaha’ya, bir Honda’ya bakıyor. Honda’nın fiyatları hep ucuz, yarış motorunda Honda’dan devam ediyor. Bu konuda adam gibi “vuuu, vuuu” diye çalışan ve alınabilir bir R6 kalmıştı, o da zamlardan nasibini aldı. Geçen sene fuar öncesi 35 bin olan R6 fuarda 39 bine, zaman içinde 41’e ve son olarak da yeni zamlarla 47 bin liraya kadar yükseldi. İtalya pazarında aralarında 1000 euro fark olan CBR600RR ise Türkiye’de hala 40 bin barajının altında.

Super Tenere Eski: 52.900 TL Yeni: 61.000 TL

BMW’nin tüm dünyada “best-seller”ı 1200GS’e rakip olması için üretilmekte olan Super Tenere, hem görünümü, hem donanımı ile gerçekten süper bir motor. Kullananların tamamı, onu biraz heyecansız bulmakla birlikte, dünyanın sonuna gidecekleri bir motor sıralaması yapmaları istendiğin ilk ikiye koyuyorlar. Yamaha Türkiye, tahminen umduğu kadar Super Tenere satamıyor, bu çıkarımı dolaştığımız bayilerde bir sene boyunca satılmayı bekleyen Super Tenere’lerden yapıyoruz. Modelin fiyatını bir sene boyunca arttırmayıp 52.900’de tuttular, ancak artan döviz bu motorun da fiyatının artmasına sebep oldu. Yaklaşık 8 bin liralık zam ile motorun fiyatı 61.000 TL’ye yükseldi. Etiket buralara gelince, tüketici haklı olarak bu fiyata alabileceği diğer motorlara bakmaya başlıyor. İkinci el sulu GS’in 60 bin seviyelerinde alınabiliyor olması, haliyle ST’nin şansını çok azaltıyor.

Skuter konusunda, özellikle de 250’lik civarı skuterde Yamaha yine çok şanslı. Bütün rakipleri Avrupa’daki 300cc’lik otoban limiti nedeniyle 300’lük üretimine başladığından dolayı, doğru zamanda, doğru yerde olabildiler. Nihat Çadırcı bir önceki sene 1.000 adet X-Max sattıklarını, bu adetlerden yola çıkarak 2 bin sipariş ettiklerini, gelgelelim talebin bundan da yüksek olduğunu ve 3.000 adet sattıklarını anlatıyordu bir programda. Gerçekten de yazın ortasında millet X-max için adeta sokakta düello yapıyordu. Piaggio’nun eski yüzlü X-evo’su tipten, Kymco’nun 300cc’ye yükselen albenili motorları ise fiyattan kaybettiler, tam bu sene makyajlanan ve hala 250’lik olarak üretilen ve vergisi düşük kalan X-max geçer akçe oldu. Bu silindir hacminde ve fiyat aralığında doğru dürüst rakibi olmadığı için de, fiyatları adeta Yamaha kendisi belirliyor.

XJ6 Diversion F Eski: 25.500 TL Yeni: 32.200 TL

Xmax 250’lere de biraz zam yapılmış, ama yine de 15 bin civarındaki fiyatlar gerçekten oldukça mantıklı görünüyor. Mantıklı diyebileceğimiz, yani herkesin ödeyebileceği seviyedeki bir diğer fiyat etiketi de R25 serisinde. Yamaha yine önemli bir noktaya dikkat ederek normalde R3 ve MT-03 olarak üretilen giriş sınıfı motorlarını R25 ve MT- 25 olarak getirerek tüketiciyi ÖTV yükünden kurtarıyorlar. Her ne kadar bunları da pahalı bulan tüketici kitlemiz var ise de, maalesef son 2 yılda paramız döviz karşısında giderek eridiğinden, 15 bin seviyelerindeki fiyatların mantıklı olduğunu kabullenmemiz gerekiyor.

MT-25 GELDİ

Motorun bayii ve basın lansmanı değişik bir atmosferde, Beykoz’daki eski Sümerbank tesislerindeki bir kundura atölyesinde yapıldı. Bu motor epeyce büyük bir kitle tarafından heyecanla bekleniyordu ve tüketiciler “lansman”ın tam olarak kime yapıldığını pek anlamadıklarından, büyük isyanlar çıktı.Bunun sebebi kullanıcıların koşa koşa giderek motoru kendilerinin görmek istemesiydi. Fiyat bakımından 14.750 TL’lik etiketi ile herkesçe ulaşılabilir bir noktada duran MT-25, geçen sene çıkan daha sportif R25’le, daha dik oturumlu olması haricinde hemen hemen aynı özelliklere sahip.

MT-25 Fiyat: 14.750 TL

Bir de elbette “çıplak” bir modelde olması gerektiği üzere kafadan tek farlı ve giysisiz tasarlanmış. Göstergeler R25’den alınma. Her ne kadar ismi yüzünden tüketicimiz IRC lastikleri sevmiyorsa da, bizler bu lastiklerin bir zararını görmedik, aksine performansları adına ve fiyatına göre oldukça yüksek. Avrupa’da MT-03’te standart olarak bulunan ABS sistemi bize gelen modelde bulunmuyor. Tanıtımda Hayko Cepkin sahne aldı. Stunter13 takma isimli motosiklet akrobatı da MT-25 ile kapalı fabrika alanında değişik akrobasi gösterileri gerçekleştirdi.Keyifli bir ortamdı, motorun iki rengi de orada sahnede yerlerini almışlardı.

Basın bülteninde “japonyanın karanlık yüzü”, “arka sokaklardaki yaşam ve karanlığın gizemi” gibisinden şeyler yazsa da, bizce Yamaha R25 ve MT-25 ile aslında “karanlık” lafının tersine biz tüketiciler için pırıl pırıl bir sayfa açmış durumda.Gücü ve kuvveti yerinde olan, gazladığınızda “lanet olsun gitmiyor bu motor” dedirtmeyip insanı gülümseten, sesi güzel, altınızda da kaybolmayan bir seri yapmış durumdalar. MT-25’in hafif görünümü, kolay kullanılabilir yapısı, satış adetlerinin yüksek olacağı konusunda bizlere fikir veriyor. Geçen sene R25’te olduğu gibi uzun sıralar beklememek istiyorsanız, motoru da almaya niyetli iseniz, şimdiden alma girişiminde bulunmanızı tavsiye ederiz.

Yamaha’ya gelen talep yüksek olduğu sürece fiyatları kendisi belirlemeye devam edecek gibi görünüyor.

Sonuç

Bu kadar attık tuttuk, “Yamaha, nereye?” diye sorduk… Nereye olacak, bu sene de tahminen zirveye doğru yol alacak. Geçen sene tam fuar öncesi Yamaha benzer zamları yapmış, forumlar birbirine girmiş, Yamaha’ya söylenmedik kalmamış, ama sonuç olarak herkes yine Yamaha’nın peşinde koşmuş ve 18.700 adet ile satışlar tavan yapmıştı.Bu sene de benzer senaryo var. Geçen seneye göre ülkenin içinde bulunduğu durum ve döviz kurları sıkıntılı görünmekle birlikte, Yamaha’nın modellerindeki çekiciliğe kimsenin direnemeyeceğini, satışların yine yüksek olacağını düşünüyoruz.

XSR 700 Fiyat: 31.750 TL

Türkiye’deki en büyük rakip Honda’nın satış adedi daha fazlaymış gibi görünüyorsa da, bunların çoğunu kurye ve paket motorları gibi küçük ürünlerin oluşturduğunu gözönüne alacak olursak, Yamaha’nın “motosiklet” satmak konusundaki başarısı bir kere daha anlaşılabilir. Fuarda ilgi çekecek başlıca modeller; MT-25 ve XSR 700 olacak tahminen. Yamaha’nın desteğiyle Altın Elbiseli Adam, Barkın Bayoğlu’nun bir tane MT-07 kesip biçtiğini biliyoruz, bu da bizce çekici bir motosiklet olarak karşımıza çıkacak. Çoğu tüketicinin acayip paralar verip hurdaya yakın BMW alarak onları Bobber, Scrambler gibi kestiğini düşünecek olursak, hurdaya o denli para vermeyip MT-07’lerin kesilip biçileceği günler yakındır diye düşünüyoruz. Barkın’ın projesi de bu konuda bir ilk olacaktır.

XSR 900 Fiyat: 38.500 TL